Üvey oğlumdan başka seçeneğim yoktu

Adım Nursal. 53 yaşında emekli bankacıyım. Eşimle çok güzel bir evliliğimiz varken, 6 yıl önce bir tarfik kazasında onu kaybettim. Çocuğumuz olmamasını asla dert etmeyen rahmetli eşimin önerisi ile, yetiştirme yurdundan 32 yıl önce, 6 aylık bir bebek iken evlatlık aldığımız oğlumuzla, ne kadar güzel bir aileydik. Cinsellikte dahil eşimle hiç bir pürüzümüz yoktu. Onu hala çok özlüyorum.
Ama bir kadın olarak, onun yasını ömür boyu tutamayacağımı da biliyordum. Yeni bir başlangıç yapmayı, hayatıma başka bir erkek almayı samimi söylüyorum hiç düşünmedim. Biraz korktum sanırım. 50 yaşında, evlatlık bir çocuk ile sırf evde bir erkek olsun diye kesinlikle evlenemezdim. Yasım biraz soğuyunca, yatağımda, cinsel ihtiyaçlarımı doyurmak için, kendi kendimi tatmin etmeye başladım. Elbette çok yapaydı ama ne daha fazlasını isteyebilir ne de göze alabilirdim. Hele bir dul iseniz, komşunuzun ailenizin dostlarınızın gözü hep üzerinizdedir. Erkek arkadaşlığından bile uzak durmam gerekiyordu. Ciddi anlamda, hayatıma girmek isteyen, evliliği ima eden arkadaşlarımda oldu, çoğu zaten işyerindendi yine de yapamadım, kalan ömrümde vereceğim karardan pişmanlık duymak istemedim. Etrafımda o kadar olumsuz örmekler vardı ki, dul kalmak sanırım daha büyük özgürlüktü. 2 yıl önce emekli olduktan sonra, büyük bir boşluğa düştüm sanki. İşyeri yani banka işleri beni ne çok oyalıyormuş. Önce bazı kursları denedim, oradaki erkeklerin niyetinin kurs olmadığını fark ettiğimde yarıda bıraktım. Resim çizmeye başladım. Birazcık yeteneğim olduğundan, çok kötü değillerdi ve ruhuma çok iyi gelmişti ki hala evde devam ederim. İş hayatım hep bilgisayar-klavye başında geçtiğinden teknolojiye az çok vakıftım ve burası gibi sitelerde, insanların hayatlarını okuyarak, hem yalnız olmadığımı hem de aklımdan geçen bazı şeylerde aykırı düşünmediğimi fark ettim. Aykırı dediğim şeylerde, bir süredir üvey oğlumu bir erkek olarak hayallemekti. 19 yaşındaydı artık ve okula gittiği bir gün odasını toplamak için ortalığa göz atarken, çekmecelerde gizlenmiş porno dergiler görünce bir şok yaşamıştım ama sonuçta 19 yaşına girmiş, ergenlikten çıkmış bir erkekti, elbette bu tür şeylere ilgi duyacaktı ama beni asıl şoka sokan, çorap çekmecesine sakladığı külotumu bulmak oldu. Benim onu bir erkek olarak görmeye başlamam bana normal gelirken, oğlumun, külotumu çekmecesine saklamasına neredeyse kızacaktım.
Belki ben o güne kadar fark etmemiştim ama o günden sonra üvey oğlumun bakışları hep üzerimde gibi geliyordu. Bir süre o evde iken daha dikkatli davranmaya cinsel anlamda onu tahrik edecek bir görüntü vermemeye çalışsam da, sonra boş verdim, hep olduğum gibi davranmak en doğrusu dedim. Aynı evin içinde, karşılıklı gizli duygular beslenince, sanki aslında doğal olan şeyler, başka anlamlara, bazen de o anlamlar, gizli mesajlara dönüşüveriyor. Ondan bir yardım istediğimde her zaman elinde ne iş varsa bırakır koşardı, yine öyleydi ama sanki bana dokunmak, bedenime temas etmek ister gibi gelmeye başlamıştı. Hep öylemiydi bilmiyordum. Hiç bir zaman, rahmetli eşimde olsa bir başkası için ondan habersiz planlar yapmadım, aklıma gelenleri olduğu gibi paylaştım. Bu yüzden de bir gün oğlumla her şeyi konuşmaya karar verdim. Ona babasının ölümünden sonra gerçekten zor zamanlar geçirdiğimizi, onun da sayesinde bunu atlatabildiğimizi ama bir süredir kafamın içinde beni rahatsız eden pek çok şeyin dolaştığını aanlatmaya çalıştım.
Rahatsızlık sözcüğünden çok irkilmiş, kendisinin bilmeden fark etmeden de olsa bana kötü bir şey yapıp yapmadığını sormuştu. Konunun kendisi olmadığını kendim olduğunu anlatmaya çalıştım. Bir haylı tedirgin olan oğlum, konu her ne ise ona anlatabileceğimi söylerken, zaten ben çoktan pişman olmuş, kestirmeden giderek her şeyi anlatmaya karar vermiştim ama o sakladığı külot olayına girmeden. Sonuçta özeline girmiştim. Her yetişkin gibi onun bazı şeylere ihtiyaç duyduğunu bildiğimi, anlayışla karşıladığımı anlatırken, dergilerini bulduğumu anlamış gibi, onları kast ediyorsam, okulundan dolayı kızlarla vakit geçirmek için henüz erken olduğunu, bu yüzden dergilerle oyalandığını anlatmaya başladı. Nasıl kırmamaya çalışıyordu beni anlatamam. Babası olsa bu konu onun için çok basit olabilirdi ama kadın gözüyle erkek yetişkine hayatı anlatmak çok zordu. Haklı olduğunu ama söylemek istediğim şeyin, onun ihtiyaçları gibi bazen de kendi ihtiyaçlarım olduğunu anlatmaya başladığımda utanma sırası 50 yaşımda bana gelmişti. Elimi anlayışla tuttuğunda bedenime aeta bir elektrik akımı geçmişti. Oğlum gibi değil, sadece bir erkeğin eli. İstersem başkası ile evlenebilecek arkadaşlık edecek yaşta olduğumu, bunu onayladığını anlatırken zorlanıyordu. Düşündüğüm şeyleri o andan itibaren anlatmak daha kolaydı. Çevrenin, arkadaşların babasının ailesinin buna normal bakmayacaklarını, kendisini de buna dahil ederek üzerimde baskı yaratmaya kalkışacaklarını anlatmaya çalıştım. O umursamıyordu ama umursamamı anlayışla karşılıyordu. Konu sadece bir erkek değil diye devam ettim. Öyle olsa mutlaka birisini hayatıma alırdım. Sevmek hoşlanmak ve aynı yatağı paylaşmak, bir yaşıtımla olması fikri bana çok uzaktı. Sonradan kötü birisi çıkabilirdi, bana iyi davranır ama oğlumu red edebilirdi. Söz konusu kendisi olunca, ben başımın çaresine bakarım dediğinde göz yaşlarına boğulmuştum. Oğlumu kollarıma alıp, beraberce ağlaşltık, o beni ben onu yanaklarımızdan öptük, birlikte başaracağız sözü verdik. Bir ara, birbirimize o kadar yakındık ki, istem dışı bir hareketlenme esnasında dudaklarımız birbirine değdi. Ne oğlum bunu fırsat bildi ne ben duygularıma izin verdim, toparlanıp, soframızı kurduk, neşe içinde yemeğimizi yedik, beraber tv. de film seyrettik ve farklı odalarda kendi adıma daha huzurlu uyuduk.
Ertesi gün, kahvaltıdan sonra oğlum okuluna gitti, ben odamı toparladım, onun odasına da geçtiğimde dergilerini kaldırdığını külodumu kendi iç çamaşırı çekmeceme koyduğunu fark ettim. İçime, acaba benim için hissettiği şeylerden vaz mı geçti acaba diye bir tedirginlik düştü. Ona kendisi ile ilgili hiç bir şey vaat etmemiştim ama yine de birden onun hissettiğim bana ilgisinin kayboluvermesinden korktum. Akşam olduğunda, iç çamaşırsız üzerime daha dekolteli bir kıyafet giymiştim. Resmen gündüz korktuğum şeyleri onda test edecektim. Yemek saatine kadar, hep yaptığı gibi, vaktini odasında geçirdi sofraya oturduğumuzda da benzer günlük şeylerden konuşuyorduk. Korktuğum gibi olmamış, oğlum gözlerini dekoltemden benden yine alamıyordu. Çoğunlukla sofrayı toplamak, bulaşıkları makinaya yerleştirmek hep benim işim olsa da, oğlumdan her fırsatta yardım istiyor, bu kez ona ben tesadüfen temas ederek dolaşıyordum. Mutfakta işlerimiz bitip salona tv. karşısına geçtiğimizde ben oğlumun karşısındaki kanepeye ayaklarımı uzatarak oturmuş, eteğimi toplama gereği duymadan, dikatim sadece tv. de imiş gibi davranıyordum ama bana bakışlarını elbette hissediyordum. Film oğlumun sevdiği türden bol kavgalı silahlıydı ve sırf o sevdiğinden katlanıyordum ama günün yorgunluğunu en azından belimi dinlendirerek çıkartmak adına bazen yaptığım gibi kanepeye uzandım, o halde izlemeye çalışırken göz kapaklarımın ağırlaşıp kapanmasına engel olamadım.
Uykulu halde bile filmin bol aksiyonlu sesine alışmıştım ama ne kadar geçti bilmem, sanırım tv deki filmden gelen bir kadın çığlığı ile uyanıp gözlerimi aralamaya çalıştığımda, oğlumun oturduğu koltuktan kalkıp, külotsuz kalçalarımı görebilmek adına başka bir koltuğa geçtiğini masturbasyon yaptığını gördüm. Aanladım ki, ben kanapede bir cenin pozisyonundaydım ve sıyrılmış eteğimden açığa çıkanlarla, oğlumu tahrik etmiştim. Gördüklerine o kadar konsantre olmuştu ki, uyandığımı belli etmek istemedim, zaten kısa zamanda da elindeki peçeteye boşaldı, banyoya gitti. geçmişte oğlumu defalarca banyoda yıkamış, aleti de dahil her şeyini her zaman görmüştüm ama 13-14 yaşından sonra, banyoda yalnız olmayı istemiş, biz de saygı göstermiştik. geçen zaman içinde oğlum gerçekten de tam bir erkek olmuştu. Kaslı boylu poslu sporcu yakışıklı ve o akşam gördüğüm kocaman aleti ile, o akşamdan sonra kendi kendimi tatmin ederken hayallerimi süsleyecekti.
Sanırım oğlumdan yana beğenilmek duygusuna yenik düşmüş, artık ev de çok daha rahat hareket ediyor, asla içime çamaşır giymiyor, banyo zamanlarımda değil içeriden kapıyı kilitlemek kapıyı bile aralık bırakıyordum. Beni eskisi gibi kaçamak bakışlarla değil, her fırsatta özel anlarımda da izlemeye çalıştığının iyice farkındaydım. Banyo ederken de dahil, onunla yüzyüze gelmeyecek durumda oturuyor, eğiliyor, yatak odamda kapım aralık üzerimi değişirken bile arkamı dönerek ona fırsatlar veriyordum. İnançlı bir insanım aslında. Öz oğlum olsa bunların hepsinden uzak durur, aklıma dahi getirmezdim ama durum bambaşkaydı.Galiba, çok yakında ya ben onun odasına ya o da o benim odama ansızın girebilir ve kendimizi kontrol edemeyebilirdik. 50 yaşımda olmama rağmen, zaten öyle bir şansım yoktu olmuyordu, çocuk yapmadığım için, kadınlığım, karnım, memelerim, kalçalarım yaşıma inat çok şükür hala diriydi ama henüz menapoza girmediğim için kadınlığımın durmadan tahrik oluyor, akan sularını gizlemek için artık çoğu zaman, içeri takılan tampon kullanıyordum. Bir gün oğlum yine kanape keyfi yaptığım bir akşam karşımdaydı ve bana elleriyle çay doldurarak adeta beni şımartacak fırsatlar yaratıyordu. Nasıl oldu bilmiyorum, bacaklarımı altıma toparlamış ama eteğimi sanırım kasıklarımı örtecek kadar uzatmamıştım, çayımı önüme bırakan oğlum, orada bir ip var diye, bacaklarım arasındaki daha doğrusu içimdeki tamponu çekip almasın mı. Bilerek yaptığını kesinlikle düşünmüyorum, içimdeki tamponun dışarı sarkan ipini bacaklarım arasındaki herhangi bir ip diye alıp, gösterdiği özeni ispatlayacaktı sanırım. Tampon elinde öylece bakakalmıştık. Hemen toparlanıp, terbiyesiz şey diye şakaya vurup, o dudu tamponuydu demiştim. Küçüklüğünden beri erkeklerinkine pipi, kadınlarınkine dudu dediğimiz için, söylediğimin ne olduğu besbelliydi. Çok utanan oğlum kızardı defalarca özür diledi. Çok rahat bir Anne değilim aslında. Cinsel konuları çok mecbur kalmayınca konuşmazdım ama durumu anlatmak artık şart olmuştu. Bazen akıntılarım oluyor o yüzden kullanıyorum, ne bu ayıptır ne senin ip zannedip çıkarman diye rahatlatmaya çalıştım ama çok utanmıştı. Madem öyle, gel dudumdan da özür dile kapansın bu mesele diye işi şakaya vurdum eteğimi kaldırdım. Oğlumun, banyoda yatak odamda beni defalarca izlediğini tahmin etsem de, böyle aniden eteğimi kaldrmamın şoku ağır gelmişti. Öylece bakakalmıştı. Kanepenin yanına diz çöken oğlum, eğildi, o da şakaya katılmaya çaba gösterip dududan özür diledi. O kadar yakındı ki kadınlığıma. haydi öpüşün barışın derken, ben kendimi aşmıştım sanırım. Önce tereddüt eden şaka yapıp yapmadığımı anlamaya çalışan oğlum, eğildi kadınlığıma korkak bir öpücük kondurdu. Olmadı ama, böyle öpücük mü olur dediğimde, ne çok şeyi göze aldığımı biliyordum. Önce çekingen giderek daha kararlı öpmeleri, bir süre sonra benden herhangi bir engel gelmeyince ateşli bir öpüşmeye dönmüş, adeta dudak dudağa öpüşüyormuşuz gibi tahrik olmuştum. Yapabildiğim tek şey güzel saçlı başını kadınlığıma bastırıp, teşvik etmek oldu. O ilkel ve kontrolsuz dudakları, kadınlığımın kasıklarımdaki tepeciğini, dudaklarını ve giderek içine doğru başlattığı keşiflerini hızlandırmış, dili öğretilmiş gibi içini yalıyor, zaten çoktan ıslanmış içimi çıldırtmaya yetiyordu. Sanırım oğlumun bu ilk cinsel deneyimi olacaktı, benim ise, 3 yıl sonra ilk.
Artık buradan dönmenin ikimize de bir faydası olamazdı. Onu, aletini yalayıp emerek boşaltabilirdim ama buraya kadar gelmişken, noktalamak, bana haksızlık olurdu. Bu yüzden aletine, çok istememe rağmen ne dokunabiliyor ne de tadına bakabiliyordum. Hala giyiniktik, belime kadar sıyırdığım elbisemden başka üzerimde bir şey yoktu ama devam edeceksek ki istiyordum, yatağımıza gitmeliydik. Onu bacaklarım arasından zoraki uzaklaştırıp, “haydi, önce, ben banyoya sen tuvalete gidiyoruz ve oralarımızı bir güzel yıkıyoruz, yatak odamda buluşuyoruz” komutu verdim. Koşarak tuvalete gitmişti bile. Ben banyoda, kılsız kadınlığımı, kasıklarımı, arkamı, kılsız koltuk altlarımı soğuk suya tuttum, kurulanıp, giyinmeden yatağa uazandım. Allahtan bacaklarıma epilasyonumu ve özel bölgelerimin traşını-ağdasını daha yeni yapmıştım. Oğlumda gittiği gibi koşarak yanıma döndü, yatağa uzandı. İlk kez birbirimizin gözleri önünde çırılçıplaktık. Kadınlığımın ihtiyaçlarını herhangi bir erkekle geleceği ne olacak diye düşünerek yaşayacağıma, oğlumla doya doya tadını çıkarırım noktasına gelmiştim. O an benim için en doğru tercih buydu.
Yanıma uzanan oğlumu sırt üstü bırakarak, kalçalarımı ve kadınlığımı yukarıdan başına doğru uzatıp, aletinie uzanmıştım artık. Bir insanın bedeni bu kadar taze, dudakları bu kadar ateşli, aleti bu kadar güzel olabilirmiydi. Hayranlıkla emiyordum oğlumun çoktan sertleşmiş kalın aletini. Bunu eskiden de bildiğim ve sevdiğim için, zevk alarak yapıyordum. Oğlum ise, az önce yarım kalan, kadınlığım ile öpüşmelerine devam ediyor, arada dudakları ile emer gibi kadınlığımı içine çekip bırakıyordu. Çoktan ıslanmış artık akıntı gibi sularımın boşaldığını hissediyordum. Oğlum, aletini emmeye devam edersem her an ağzıma boşalacak gibi sarsılıyordu. Hemen üzerinden kalkıp yatağa uzandım bacaklarımı iyice araladım ve ne istediğimi sanırım bundan daha iyi anlatamazdım, sadece birazcık yardım etmem gerekebilirdi. Ama oğlum ben şaşırtarak bacaklarımı dizlerimden biraz havaya kaldırdı, iyice bana yaklaştı ve sadece aletinin başını kadınlığıma sürterek ilk tanışmayı gerçekleştirdi. Zaten sırılsıklam olan kadınlığımın dudaklarına tatlı tatlı sürtünürken, istese kolayca içime girebilirdi. Ne duygularıma ne inlemelerime ne de ağzımdan çıkan sözcüklere engel olamıyor, haydi gir içime artık, kocam ol diye yalvarıyordum. Aletinin bedenine dimdik duran ıslak kalınlığı bana doğru eğildikten sonra bir anda içimde kayboluverdi. Soluğum kesilmişti, nefes alırsam bu haz kaybolurmuş gibi geliyor, dudaklarımı ısırıyordum. Kasıkğı kasığımla buluştuğunda hazzımın tüm coşkusu dudaklarımdan nefes oldu boşalıverdi. Artık üzerimdeki ağırlığının, kadınlığımın içindeki aletinin doya doya tadını çıkarırken, oğlum çoktan gidip gelmelere, kasıklarıma tokat atar gibi sesler çıkarıp, aldığı zevkin benimkinden çok daha fazlaymış gibi inlemelere bırakmıştı kendisini. Verdiğim kararın ne kadar doğru olduğunu, oğluma kendimi gözü kapalı teslim edişimi düşünürken, kaçıncı kez tatmin olduğumu hatırlamıyorum. Bir türlü boşalmayan oğlum, onun aletini emerken erken boşalmasından boşuna korktuğumu göstermiş, kadınlığımın neredeyse zevkten uyuşmasına rağmen hala içimde geziniyordu. Gerçekten hiç de şikayetçi değildim ve çok uzun zaman geçmişti. Değil boşalıp içimden çıkmak uzanıp hala gösterişli olan iri memelerimi kopartır gibi emiyor, ona uzanıp dudaklarımdan öpmesini istememi fırsat bilmiş gibi, memelerimden dudaklarıma uzanıp, aynı cinsel şiddeti dudaklarıma da uygulayıp, hayatımın en güzel öpüşmelerini yaşatıyordu. Adeta yaşıt iki beden gibi, aynı hazzı tadıyor, aynı zevkin tepelerine tırmanıyor, ben yine tatmin duygularıma yenilip, defalarca boşalıyordum. Oğlum kulağıma eğilip, içine boşalabilir miyim dediğinde, beline dolanan ayaklarımla onu kendime daha sıkı yapıştırmış, kocam değilmisin, tabii ki boşalacaksın demiştim. Ardından sonuna kadar içimde olan aleti titremeye, kaslı bedeni sarsılmaya başladı ve kesik kesik sürdü, lendisini bedenimi ezercesine üzerime bıraktı. Hala içimde olan aletinin doldurduğu kadınlığımdan sızan sular, benimkilerle bir olmuş, dışarı akmayı bekliyordu. Oğlum geriye doğrulup, aletini içimden çıkardığında, yanılmamıştım, önce birazı sonrada tüm doluluğu kadınlığımın hala aralık dudaklarından yatağımıza çarşafa, uzun uzun boşaldı. O akşam, hatta gece yarısı bir kaç kez daha seviştik. Sonraki hemen her gün zaten birlikte uyumaya başladığımız yatağımızda, oğlum çok güzel bir kızla tanışıp nişanlanana, bir yıl sonra da evlenene kadar aralıksız seviştik. Artık, 32 yaşında evli bir çocuğu var, iyi bir işi ve mutlu ailesi ile, çok ama çok nadir bir araya gelip yine sevişiyoruz. O benim hem oğlum ve hem de kocam, bunları hiç bir şey değiştiremeyecek.