İlk ilişkimi 17 yaşında yaşamıştım. O zamanlar bile sekse karşı dayanılmaz bir istek duyuyordum. Devamlı annemlerin çekmecesinden aşırdığım seks dergilerine bakıyor, oradaki sevişen, seks yapan kadınları ve erkekleri gördükçe içim tuhaf oluyordu. Cinsel organımın ıslandığını hissediyordum, ama kızlığıma bir şey olacak diye elimle kendimi okşamaktan bile korkuyordum. O arada elime geçen bütün ‘Cinsel Sorunlar’ kitaplarını okudum ve mastürbasyonun zararlı olmadığını öğrendim. Artık ondan sonra koyverdim, sık sık kendimi tatmin etmeye başladım. Bir erkek arkadaşım vardı o dönemde… Bir senedir çıkıyorduk, ama öpüşmekten başka hiçbir şey yapmıyorduk. İlişkiyi bırakın, göğüslerimi bile okşatmamıştım çocuğa… Bir gün okul çıkışı ısrar kıyamet, karşı koyamadım, oğlanın evine gittik. Okulu kırmış, iki üç saat erken çıkmıştık. Evinde kimseler yoktu. Biraz oturup konuştuk. Hafif öpüşüp koklaşmalar… Aklı fikri seks yapmakta oğlanın, benimle sevişmek istediğini söyledi. Dudaklarımı emmesi, öpüşürken diliyle dilimi okşaması, ellerinin mini okul eteğimin altına girip okşamaları bitiriyordu beni ama yine de kabul etmedim. “Hayır” dedim külodumun üstünden kukumu sımsıkı kavrayıp okşayan elini zorla çekip alırken… “Yapamam. Kızım ben daha… Öpüşmekten ileriye gidemem.” Oysa kasıklarım yanıyordu. İstiyordum onu… Okşasın, sevsin, her yerimi öpsün. Fakat ben karşı koyup itiraz edince, “Tamam Gül, seni zorlamak istemiyorum. Madem kendini elletmiyorsun, o zaman izin ver bari, ikimiz başbaşa porno film seyredelim!” dedi. Bunu da yapmazsam ayıp olur diye utana sıkıla razı oldum. Filmi yerleştirdi ve yanıma oturdu. Film başladı. Liseli kızlar ve erkekler sevişiyorlardı, gencecik kızlar ve erkekler… Önce öpüşmelerle, oral seksle başladı, sonrasında herkes birbirine girdi. Bu arada erkek arkadaşım çoktan kudurmuştu bile, arada bir dönüp boynumu filan öpüyordu. Yalan yok, benim de amım ıslanmıştı iyice. Sonra filmde anal seks başladı. Arkadaşım bana, “Sen de yapmak ister misin?” dedi. “Kesinlikle olmaz.” diyerek reddettim. Baktım gözü iyice dönmüş oğlanın, pantolonun önündeki kabarıklık iyice dikkat çekici bir hal almış. İçimdeki ateşin, oğlanın önündeki kabarıklığı görme isteğim ağır bastı. “Ama çok istiyorsan ağzıma almayı denerim!” dedim. O an gözlerindeki ışıltıyı görmeliydiniz. Hemen fermuarını açtı, zaten kazık kadar olmuş sikini dışarı çıkarttı. İlk defa canlı bir sik görüyordum. Eğilip yakından baktım. Titreyen ellerimin arasına aldım. Sıcacık, hem taş gibi sert, hem de et yumuşaklığında, değişik bir şey… Önce birkaç öpücük kondurdum, biraz yaladım ve sonra da ağzıma alıp emmeye başladım. Tuhaf bir sıvı geldi ağzıma… Tadı değişikti, sevmemiştim, hemen çıkarttım ağzımdan… “Ne olur biraz daha!” diye yalvarınca dayanamadım ve tekrar aldım ağzıma… Bu sefer daha değişikti sanki… Ben emdikçe kıvranıyor, inliyordu. Birkaç sefer aşağı yukarı yaptım, “Boşalacağım!” dedi. Hemen ağzımdan çıkarıp geri çekildim. Erkek arkadaşım da hızla külodunu yukarı çekti ve iki büklüm vaziyette külodunun içine boşaldı. Boşalırken slip külodun altında erkekliği kalp gibi atıyordu. Ucunun olduğu yerde oluşan ve giderek yayılan ıslaklığı ilgiyle izledim. İşi bittikten sonra bana seks için ısrar etmedi fazla… İşini görmüştü, benim yardımımla boşalmış, orgazm olmuştu. Benim tatmin olup olmadığımla ilgilenmiyordu. Giyinip toparlandık. Eve gittim. Banyoya girdim ve ılık suyun içine gömüldüm. Gözümü kapatıp filmde sevişen kızların yerine kendimi koyarak erkek arkadaşımla kıyasıya seviştiğim hayaller kurdum. Mastürbasyon yapıp, bir duş aldım, yattım. Rüyamda yine izlediğim filmi ve yaptıklarımı gördüm. Sabah kalktığımda yatağım sırılsıklamdı. Kararımı verdim o sabah… Bekaretimi bozdurmadan sevgilimle seks yapacaktım. Yani anal seks için kendimi fikren hazırlamıştım. İlk fırsatta yapmayı düşünüyordum. Fakat sevgilim dediğim çocukla olmadı, o sadece ağzımın sahibi olmuştu. Aradan birkaç gün geçti. Anal seks yapmayı düşündüğüm oğlanı başka bir kızla yakaladım ve ilişkimiz bitti. Ama benim aklımda hala anal seks vardı. Bakireydim, amımı ellemeye, parmaklarımla oynamaya bile korkuyordum ama bir erkeğin aletinin içime girdiğinde neler hissedeceğimi de dehşetli merak ediyordum. Günler böyle geçerken bir telefon geldi, dedem ağır hastalanmış, babamların gitmesi gerekiyordu. Benimse okulum vardı, devamsızlık yapamazdım. Beni de evde kız başıma yalnız bırakmak istemiyorlardı. Onlar kara kara düşünürlerken, en yakın arkadaşım Aylin geldi aklıma… Annelerimiz de çok samimi görüşüyordu. “Ben Aylinlerde kalabilirim, ama yine de siz bir görüşün!” dedim. Görüşme yapıldı, her şey ayarlandı. Ben bir iki hafta Aylinlerde kalacaktım. Annemler hemen apar topar gitti ve akşam okul çıkışı biz de Aylinlere gittik. Annesi Necla teyze gerçekten güzel bir kadındı, ama biraz yaş ve hafif kilo sorunu vardı, artık vücudu bozulmaya başlamıştı. Neyse, yemek hazırlandı ve Aylin’in babası geldi, Celal amca… Celal amcayı daha önce bir kaç kez Aylin’in gösterdiği fotoğraflarından görmüştüm. O akşam baktım, resimlerdekinden çok daha yakışıklı idi. Uzun boylu, atletik yapılı ve çok kibar bir insandı. Yedik, içtik. Canım sıkılmasın, neşeleneyim diye ne yapacaklarını şaşırdı bütün aile… Hoşuma gitmişti gördüğüm ilgi… Hele Celal amcanın gösterdiği yakınlık, iltifatları… Neyse, yatma vakti geldi, odalarımıza çekildik. Aylin ile aynı odada yatıyorduk. Başını yastığa koyar koymaz hemen horlamaya başladı. Annesi gibi biraz kilo fazlası vardı onun da… Uykusu da çok ağırdı. Ama ben yatağımı yadırgadığımdan uyuyamıyordum. Aradan iki gün geçti. O gece beni yine uyku tutmamış ve yatağımda oturuyordum. Gecenin bir yarısı Aylin’i dürterek horlamasını kestirmiş, biraz rahatlamıştım. Oluşan sessizlikte evin içerisinde derinden birtakım sesler geldiğini fark ettim. Boğuk boğuk, ne olduğunu anlayamadığım seslerden ürktüm. Kalkıp odadan çıktım, onca korkuma rağmen merak duygusu ağır bastı, sessiz adımlarla duyduğum seslerin kaynağına doğru gittim. Celal amcaların yatak odasına… Evet, sesler Necla teyze ile Celal amcanın yattığı ebeveyn yatak odasından geliyordu. İnlemeler, fısıltılar.. Anladım olayı… Sevişme sesleriydi bunlar, zevk inlemeleri, şapırtılar, adamın zevkten homurdanması, karısının ince viyaklamaları… Sesin kaynağının ne olduğunu anlayınca rahatlamıştım ama bu kez de merakım arttı. Biraz daha yakına gittim. Kapı kapalıydı, dayanamadım, eğilip anahtar deliğinden baktım. İçerisi karanlık değildi, biraz kuvvetli gece lambasının ışığında loştu ve bizimkiler sevişiyorlardı. Yatak tam karşıya geliyordu, rahatlıkla görebiliyordum. Onları izlemeye başladım. Necla teyze Celal amcanın sikini ağzına almış emiyordu. Sonra 69 oldular ve karşılıklı yalamaya başladılar. Ama bu arada çıkardıkları zevk inlemeleri beni acayip tahrik ediyordu. Aylin’in uykusu ağır diye çok rahat hareket ediyorlar, hiç sakınmıyorlardı. Benim uykumun da ağır olduğunu farz ediyorlardı sanırım. Bir süre sonra Necla teyze kocasının sikini ağzından çıkarttı, “Ohhh… Hadi Celal, sok artık sikini, dayanamıyorum” diye fısıldadı, elindeki siki tutmuş sallıyordu. Celal amca da karısının amını yalamayı bıraktı. Ters dönüp sırtüstü yatmakta olan kadının bacaklarını araladı ve içine girmeye başladı. Görebildiğim kadarıyla siki normal büyüklükteydi. Öyle fazla abartılı büyük bir şey değildi, ama Necla teyze zevkten kuduruyordu. Bense kapının önünde diz çökmüş, gözüm anahtar deliğinde, amımı okşaya okşaya onları izliyordum. Belki onbeş yirmi dakika kadar sikişmeye devam ettikten sonra Necla teyzenin boşaldığını fark ettim. Acayip kasılmalarla boşalmıştı. Ama Celal amca durmadı, karısını becermeye devam ediyordu. Arada değişik pozisyonlar alıyorlardı. Kadını hırsla evirip çeviriyor, kah domaltıyor sikiyor, kah üstüne çekiyor, alttan pompalıyordu. Necla teyze de fena değildi doğrusu… Kocasının siki içindeyken değirmen taşı gibi çalkalıyordu kalçalarını, adamı delirtiyordu. Adamcağız bu arada karısının amına sikini pompalayıp dururken bir yandan da durmadan Necla teyzeye yalvarıyordu, “Nolur Necla, bir kere de arkadan yapayım seni, götünden sikivereyim karıcım…!” diye. Necla teyze ise, “Olmaz aşkım, hala öğrenemedin mi sen? Arkamdan asla yaptırmam!” diyordu. Kocası, “Yaa, nolur sanki bir kere götünden versen, ben de gönlümce bir boşalayım!” dediğinde, içimden içeri girip, ‘Celal amca üzme kendini, beni yap arkadan!’ demek geldi, ama tuttum kendimi. Sonrasında Necla teyze Celal amcanın sikini tekrar ağzına aldı ve boşalana kadar emdi yaladı. Sonunda Celal amca Necla teyzenin suratına boşaldı, bu bana iğrenç gelmişti. Ama bunlar olurken ben amımı okşayarak kaç kez orgazm olduğumu hatırlamıyorum. Sabah uyandığımda yattığım yerde gerinerek kendimi okşadım. Gece izlediğim canlı porno sahneleri gözümün önünde dans ediyordu. Celal amcanın yalvarışı aklıma geldi ve gerçekten acıdım adama… Birden kafamda bir ışık yandı. Ben zaten anal seks istiyordum. Bunu benim canımı yakmadan istekle yapacak ve de hiç kimseye anlatamayacak birini bulmuştum: Celal amca! Ama nasıl olacaktı? Bir yolunu bulmaya çalışıyordum sürekli… Bir taraftan da diğerlerine belli etmemeye çalışarak Celal amcanın önünde top gibi kalçalarımı belli edecek, onu kışkırtacak hareketler yapıyordum. Anal seks yapmayı bu kadar hararetle isteyen erkeğin benim kalçalarıma hayran olmasını ve onun da beni arzulamasını istiyordum. Biliyordum, karşımdaki bir erkekti ve önünde açılıp saçılan lise çağında, ilik gibi ateşli ve istekli bir genç kızı görünce fazla dayanamayacak, yelkenleri suya indirecekti. Eve gidip bir çanta dolu giysiyle döndüm. Hepsi de amacıma yardımcı olacak şeylerdi. Her adımımda savrulan, bacaklarımı ortaya çıkaran mini etekler giyiyordum. Daha önce giydiğim uzun eteklerimi, kalçalarımı örtecek bluzları kaldırmıştım ortadan… Altıma giydiğim, amımı götümü meydanda bırakan daracık taytın üzerine kolsuz, kısacık bluzlar giyiyordum, bir karışlık ince belimi, göbeğimi açıkta bırakan… İrice memelerimle, geniş kalçalarımla kum saati gibi dolaşıyordum evin içinde… Sonunda hedefime yaklaşmıştım. Celal amcanın dikkatini çekmiştim. Adam sürekli beni keser olmuştu. Ve bir gün fırsat doğdu, Necla teyze gün yapmak için eski bir arkadaşına gidecekti. Aylin de kadını tanıyor ve seviyordu, onunla gitmek istedi. Bana sen de gel dediler, ama ben akla yakın bir bahane uydurup gitmedim. Benim planım başkaydı… Evde sadece Celal amca ve ben kalmıştık. Hemen odama gidip üstümdeki normal ev giysilerini değiştirdim. Üzerimde askılı, derin göğüs dekolteli bir tişört ve altımda da kısa bir tayt vardı. Her yerim belli oluyordu resmen… Daracık tişört sütyensiz, ayva gibi memelerimi saramıyor, yuvarlakların ortasına kadar zor kapatıyor. Taş gibi yuvarlak diri kalçalar… Önümü dönüyorum, üçgenim yumruk gibi meydana çıkmış… Celal amcayı çıldırtmak için içime külot da giymemiştim. Tayt dudakların arasına giriyor, huylandırıyordu beni biraz ama boş ver… Adam eski kurt, hemen çakmıştı içimde külot olmadığını, bakışları mıknatıs gibi kalçalarımda dolaşıyordu. Hani nerdeyse gözleriyle ısıracak popomun etlerini… Biraz oturduk, meyve filan yedik. Ben kalkıp kollarımı havaya kaldırdım, gerindim önünde saf saf… O aileme çok istediğim bir şeyi aldırmak, yaramazlıklarımı affettirmek için kullandığım ve hep başarılı olduğum şımarık çocuk edalarımla, “Ben biraz spor yapayım Celal amca… Her gün yapardım, buraya geldiğimden beri ihmal ettim. Çok hamladım kaç gündür…” dedim. “Rahatsız olmazsın değil mi?” diye sordum işveli işveli… Gözlerini zorlukla kalçalarımdan alıp yüzüme baktı. “Körün istediği bir göz…” atasözü alnında yazıyordu sanki… Gözleri ışıldadı, boğuk bir sesle, “Yap kızım… Yap yavrumcum… Yabancı mıyım ben? Bana aldırma sen…” dedi. O koltukta, gazetesini okuyarak oturuyordu. Ben de televizyonda hareketli bir müzik kanalını açıp onun önünde spor yapmaya başladım. Arkam ona dönük ısınma hareketleri yapıyor, devamlı eğiliyor kalkıyordum. Arada bir yüzümü ona dönüp daracık tişörtümün içinde yuvarlanan, sallanan top gibi memelerimi de görmesini sağlıyordum. Gazete hala elindeydi ama okumayı çoktan bırakmıştı. Önünde eğilip kalkan, orasını burasını sergileyen onyedilik lolita daha çok ilgisini çekmişti anlaşılan… Oturduğu yerden rahatlıkla görebildiğim dikkat çekici bir kabarıklık… Tam da beklediğim gibi… Onun çadırı kurmuş olduğunu fark ettiğimde şevke geldim iyice… Benim görmemden çekinmiyordu, tam aksine kabarıklığını gözüme gözüme sokmak ister gibi kıpırdanıyordu oturduğu yerde… Hareketlerimin hızı, kıvraklığı daha da arttı. Benim kalçalar değirmen taşı gibi öne arkaya, sağa sola kıvrılıyor, iyice delirtiyordum adamcağızı… En sonunda, arkam ona dönükken sanki dengemi kaybetmiş gibi yapıp seke seke kucağına düştüm. Tam da hedefime… Bir anda kendimi adamın kucağında buluverdim. Sikinin sertliğini kıçımın arasında hissettiğimde elektrik çarpmış gibi ürperdim, iki elimle bacaklarına tutunup şuh bir sesle “Ohhh!” çektim. Kalçalarımı sikinin üstünde oynattım. Celal amca sinyali almıştı ve bekletmeden ahtapot gibi arkamdan bana sarılmaya başladı… Elleri önce çıplak belimi okşadı, sonra yukarıya çıktı, ayva büyüklüğünde ve sertliğindeki memelerimi tişörtün üzerinden avuçladı. Tam istediğim kıvamdaydı. Kıçımın arasındaki erkeklik organı taş gibi olmuştu. Şehvetle boynumu öpüyor, hızını alamayan elleri tişörtümün altından dalmış, memelerimi okşuyordu. Kendini iyice kaptırmış, olayı bitireceğine, beni istediği gibi düzeceğineinanarak beni mıncıklamaya, oramı buramı elleyip sıkıştırmaya devam ediyordu. Soluk alış verişleri hızlanmış, kulak memelerimde, boynumda dolaşıp duran sıcak nefesi tenimi yakıyordu. Bense bir anda tüm gücümü kullanıp zorlukla elinden kurtuldum, ayağa kalktım. Hem istiyor, hem utanıyor havalarında, yanaklarım al al olmuş vaziyette, “Celal amcaa…. Ne yapıyorsun?” diye sordum. İstemem ama yan cebime koy, hatta istediğin yerime koy der gibiydim. Adamcağızın pantolonun önü kelimenin tam anlamıyla çadır gibiydi. Eliyle bastırıp rahatlatmaya çalışıyordu. Hayal kırıklığıyla, “Neden kalktın Gül? Böyle iyiydik…” dedi oyuncağını elinden alınmış çocuklar gibi… “Ama neler yapıyosun bana Celal amca? Her yerimi elledin. Şeyini batırdın popoma…” “Oh güzelimm…Oh yavrum… Bebeğim benim… Gel öpeyim o batan yerlerini, kıyamam sana ben… Celal amcan kurban olsun sana yavrum…” Baktım, tam istediğim kıvama gelmişti. Koca adamı alt üst etmiştim, eliyle önündeki kabarıklığı tutmuştu adam, yalvartıyordum kendime… Bayılıyordum bu duruma, zevk alıyordum. Fakat daha fazla uzatmak işime gelmedi. Vakit geçiyordu. “Çok mu istiyorsun beni Celal amca?” dedim dudaklarımı büzerek… “Hem de nasıl istiyorum, bilemezsin güzelim benim… Lolitam… Dünyaları veririm sana… Yeter ki sen bir eh de bana…” Yalvarıyordu adeta… Gülümsedim, kırıtarak onun yanına, koltuğun koluna iliştim. “Peki, tamam… Bak Celal amca… Aylin’in uykusu ağır ama benim değil… Geceleri uyku tutmuyor. Siz de yatak odasında çok gürültü yapıyorsunuz. Ben de kalkıp sizi seyrediyorum anahtar deliğinden…” Elini bacaklarıma atmış, okşayıp duruyordu dinlerken… “Bak sen yaramaza…” dedi hayretle… “Neler gördün peki bizim yatak odasında?” “Neler gördüm neler… Geldiğimden beri her gece sizi sevişirken izledim. Senin Necla teyzeden istediğin şeyi biliyorum. Eğer istersen, canımı yakmayacağına söz verirsen, istediğin şeyi ben sana veririm. Ne dersin?” Oturduğu yerden kalkmadan belime sarıldı, kollarının arasına alıp kucağına çekti beni, dudaklarımı öpücüklere boğdu. “Ne diyeceğim bebeğim? Lolitam benim… Ohhh… Hastayım sana… Sen ne istersen yaparım. Neye izin verirsen o kadar yaparım. Merak etme, canını yakmam senin aşkım…” dedi inleyerek, heyecanla… Ben de ondan farksızdım. En sonunda istediğime kavuşacaktım. Elimden tuttu, onların yatak odasına, geceler boyu kapısını geçemediğim, anahtar deliğinden seviştiklerini izlediğim odaya geçtik. Önce beni bir güzel soydu. Bluzum, sütyenim gitti önce, sonra da taytım… Bir anda çırılçıplak kalıverdim karşısında… Önce biraz utandım, sonra koca adamın amıma hayran bakışlarını görünce utancım geçiverdi. Külotsuz olduğumu, bacaklarımın arasındaki yumruk gibi olmuş hafif tüylü üçgenimi görünce yine çaresizce inledi. Sonra da kalkıp acele hareketlerle kendisi soyundu. Şimdiye kadar anahtar deliğinden ve loş ışıkta izlediğim bedenini ilk defa yakından ve ışıkta görüyordum. Hiç de kırkında biri gibi görünmüyordu. Spor yapıyordu herhalde o da… Kaslı maslı, güzel bir vücudu vardı adamın… Orta boy dediğim erkekliği biraz kalıncaydı, sertleşmiş, havaya bakıyordu. Beni nazik hareketlerle, ürkütmemeye çalışarak yatağa yatırdı ve bütün vücudumu diliyle keşfetmeye başladı. Boynumu, göğüslerimi, göbeğimi ve en sonunda amımı… İlk defa orama bir erkeğin dili değiyordu. Dilinin nemli sıcaklığını, yumuşaklığını hissetmek muhteşemdi. Benim ilk orgazmımı yaşamama yetmişti bile, sular seller gibi boşalıyordum. O ise kasılmalarıma aldırmadan yalamaya devam ediyordu. “Ohhh… Çok güzel…” diye diye yalayıp duruyordu. “Harikasın. Bal gibisin. Yalamaya doyamıyorum amcığını…” Hala biraz utanıyordum koca adamın önünde bacaklarımı ayırıp yatmaktan, amımı götümü açıp yalamasına izin vermekten… Yine de aldığım korkunç zevk her şeyi bastırıyor, her türlü duygunun üzerine çıkıyordu. Kıvırcık, yer yer ak düşmüş saçlarının arasına parmaklarımı geçirmiş çekiştirip duruyor, başını kendime, kasıklarıma çekiyor, zevkten geberiyordum dilinin altında… “Gerçekten güzel mi Celal amca? Necla teyzeninkinden güzel mi?” diye sordum. Kasıklarımın arasından başını kaldırıp yüzüme baktı, “Deli misin bebeğim? Sen açılmamış goncasın, tadılmadık petek, koklanmadık çiçeksin. Aslında karımın amcığı da evlendiğimizde seninki gibiydi ama artık öyle değil… Doğum yaptı, yaşı ilerledi. Sen onunla kendini bir tutma yavrum…” dedi, sonra kukumu yalamaya devam etti. Bacaklarımdan tutup havaya kaldırdı. Şaşırdım. Ne yapacak diye beklerken amımdan arka deliğime geçip yalamaya başladığında aklım başımdan gitti. Zevkten çıldırıyordum. “Ben de seni yalamak istiyorum…” diye inledim. “Oh benim minik orospum… Emrin olur. Yala tabi… Sen iste, bademciklerine kadar sokarım yarrağımı…” Üzerimde dönüp dizlerini başımın iki yanına koydu. Sertleşmiş aletini ağzıma yaklaştırdı. Karısıyla yaptığı gibi 69 pozisyonuna geçmiştik. Bir erkeğin sikini ağzıma almak bana değişik bir zevk veriyordu, hoşuma gidiyordu. Sadece dilimin ucuyla bir erkeği kıvrandırmak, zevkten inletmek harika bir duyguydu. Oysa ilk seferinde ne kadar acayip hissetmiştim kendimi… Neyse… “Artık zamanı geldi!” dedi, beni dört ayak pozisyonuna getirdi ve şifonyerin üzerinden karısının kremlerinden birini alıp arkamı kremlemeye başladı. Önce minik deliğimin etrafına yedire yedire krem sürdü, sonra yavaş yavaş parmağı ile masaj yapmaya başladı. Biraz sonra bir parmağını içime itmeye başladı. Alışıyordum. Canım yanmadan bir parmağı içime girmişti ve acayip zevk almıştım. Biraz sonra ikinci parmağını da içime sokmuştu, hem de hiç canım yanmadan… Biliyordum, minicik deliğime giren iki parmak bir şey değildi, siki daha kalındı. Şimdi sikini de kremleyerek arkadan minik deliğime değdirmeye başlamıştı. O hissi hiçbir zaman unutmayacağım, çok hoşuma gidiyordu. Ve hafif hafif sikinin başını deliğime bastırmaya başladı. “Ahhh… Acıyo Celal amcaa…” diye inledim. “Bitiyor canım… Bitiyor yavrum… Ohhh… Sıkma kendini bebeğim…” Bana devamlı kendimi serbest bırakmamı, yoksa canımın acıyacağını söylüyordu. Elimden geldiğince uyuyordum söylediklerine… Kalçalarımı tutarak ikiye ayırdı iyice ve sikini minik deliğimin ağzına dayadı. Hafifçe yokluyor ve geri çekiyordu. Gittikçe açılıyordum… Sırtıma eğilmiş, memelerimin uçlarını okşarken kulağıma fısıldayıp duruyordu zorlarken, “Hadi canım… Az kaldı. Ikınır gibi yap… Deliğin açılsın, rahatlasın… Ohhh… Çok güzelsin lolitam… Taş gibi kalçaların var bebeğimm…” Sonunda yüklenmeye başladı, çok az bir sızı ile içime girdiğini hissettim. Kremli ve tükürüğüyle ıslatılmış siki, benim yine kremli kaygan deliğimde kaymaya başladı. Çok nazik hareketlerle ilerliyordu. Canım acıyordu, ama çok fazla değildi. Celal amca işini çok iyi biliyordu. Biraz daha, biraz daha ve en sonunda kasıklarını kalçalarımda hissettim. İçimdeki penisin dolgunluğu hoşuma gidiyordu ama canım halen acıyordu. Bir süre öyle bekledi, benim alışmam içindi herhalde. Sonra yavaş ve sakin, hareketlenmeye başladı, ileri geri yapıyordu. Götümün acısı gittikçe azaldı ve yerini zevke bıraktı. Şimdi daha rahat girip çıkıyordu ve gittikçe hızlanıyordu. Aynı zamanda elini alttan uzatmış, parmakları amımla oynuyordu ve ben bu arada bir kez daha boşalmıştım. Celal amca ise dayanıyordu, daha hiç boşalmamıştı. Arkamda hızını artırmaya başladı. O hızlandıkça benim daha çok hoşuma gidiyor, deliğimin etrafındaki sürtünme nedeniyle aldığım zevkin katsayısı artıyordu. Birden çok sert bir şekilde, beni yatağa bastırarak yüklendi ve götüme boşalmaya başladı. Sanki içimde bir yanardağ patlamıştı, içime sıcak bir şeyler akıyordu. Öylece üstümde tüm ağırlığıyla duruyor, arkamda titriyordu… Biraz siki götümün içinde bekledi, siki küçülünce çıktı içimden… Yan yana yatıp dinlendik. Sonra benim içim durmadı, yaramazlığa başladım. Çırılçıplak, küçük kız çocuğu ile kadınlık arasındaki bedenimle gözüme daha da büyük gelen adamın üstüne tırmandım. Adamcağızı kudurtup az önce götümün içinde boşalan ve yumuşayan sikinin tekrar sertleşmesini sağladım. Öyle sevecen, öyle anlayışlıydı ki… Kendi zevkini düşünmeden benimle uğraştı hep… Yaladı, yuttu, okşadı. Defalarca orgazm olmamı sağladı. Ergen oğlanlar gibi badana yaptı amıma, sikiyle okşadı, klitorisime sürtündü, delirtti. Ben de bir kaç kez onu ağzımın içinde vakumladım, boşalmasını sağladım. Benim gibi onun da çok hoşuna gitmişti. Harika vakit geçirmiştik. Anal da olsa, vajinama giremese de, seksin, sevişmenin tadına, zevkine varmıştım en sonunda… Ama saat epey ilerlemişti. Karısı ve Aylin biraz sonra geleceklerdi. İstemeye istemeye hemen giyindik, odayı topladık, duş aldık ve ben yemek hazırladım. Mutfakta, Celal amca mini eteğimin altından oramı buramı elleyip mıncıklarken, ikimizi de azdırırken yemek hazırlamayı da başarabildim. Yarım saat sonra Necla teyze ve Aylin geldi. Yemek masasında oturup hiç bir şey olmamış gibi yemeğimizi yerken, suç ortağım azgın, kötücül bakışlarla bana bakıp durdu. Biraz geç gelseler, eminim mutfakta sevişirken yakalayacaklardı bizi… Celal amca beni bankoya domaltmış arkamdan sikerken, ben çığlık çığlık zevk alırken… O ilk seferden sonra, orada kaldığım süre içinde fırsatını bulup, Celal amcaya üç dört kez daha arkamdan verdim. Benim bu yaptığıma karşılık Celal amca da geceleri yatak odalarının kapısını özellikle açık bırakıyor, Necla teyzeyle sikişirlerken ben de onları izliyordum. Ama bir şey fark ettim, Celal amca beni götten siktiği günlerin gecesinde bana mısın demiyor, canavarlaşıyor, Necla teyzenin pestilini çıkartıyordu. Artık o anda siktiği Necla teyze mi, yoksa ben miydim, bilemedim. Sonunda her güzel şey gibi bu da bitti. Annemler geldi ve ben eve döndüm. Bir daha da fırsat bulup yalnız kalamadık. Ama çok uzun bir süre, her gece, yaşadıklarımı düşünüyor ve sürekli mastürbasyon yapıyordum. Bugün de hala aklıma geldikçe tahrik olurum, elim refleks olarak amıma gider. Celal amcanın beni o günkü gibi bekaret sınırlaması olan acemi bir piliç değil de, evli bir genç kadın olarak her yerimden nasıl sikeceğinin hayalini kurarım hep…