Elimdeki paketlere inanmaz gözlerle bakıyordum. Karşı koltukta kızkardeşim de kucağındaki paketlerle aynı vaziyetteydi. Bakıştık. Yanımda oturan kocam da bir bana, bir kardeşime bakıyor, tepkilerimizi bekliyordu. Bir elimle siyah jartiyer takımını, diğer elimle kırmızı, şeffaf beybidolü kaldırarak Lale’ye gösterdim. O da kocamın ona aldığı şık, önleri, yanları açık külotlu çorap paketini kaldırarak bana gösterdi. -“Hasan? Bunları sen mi aldın bize? Sen mi seçtin?” diyebildim. Şaşkındım. Çünkü ondan hiç beklemediğim bir şeydi bu seksi iç çamaşırlarını hediye olarak alması… Hadi ben neyse, baldızına da aynı şekilde seks oyuncağı gibi önü ardı açık külotlu çorap seçmesi? Yanında bir paket daha… Ateş kırmızısı incecik bir kombinezon… Kocam yutkundu. Kıvrandı. -“Hadi söylesene canım… Sen mi seçtin diyorum sana?” diye üsteledim. -“Ya, sen dediydin ya, doğum günümde hediye isterim diye… Ben de bi türlü hediye bulamadım. Mühendis beyle konuşurken ona danıştım ne alayım diye… Kredi kartını verdim, internetten bunları alıvermiş. Bugün kargo getirdi. Ne oldu, beğenmedin mi Gülüm?” Evleneli üç sene olmuştu bu saftirik kocamla… Köyde ilk çıktığım oğlan kızlığımı bozup, ikincisi de patlak diye ortada bırakınca ne yapacağımı şaşırmıştım. Beni istemeye gelen Hasan’ın saflığını görünce, ailesine can havliyle he deyiverdim. Biz kadınlar şeytanın kıç bacağıyızdır. Bir yolunu bulur, bu saf adama patlak lastiği yuttururum diye düşündüm, öyle de oldu. “Ah”larla, “Oy anam”larla, inlemelerle, uğraştıra uğraştıra, sonunda “acıdan” bağırarak amıma aldım kocamın sikini… Zavallı saf kocam, gerdek gecesinin sabahı uyandığında çarşaftaki, donumdaki birkaç damla kanın benim kızlık zarımdan geldiğini zannetti. Gururdan kabararak, sevine sevine anasına götürdü çarşafı… Bir iki gün parmağımdaki kesikle plasterle dolaştım ama, benim de içim rahat etti. Eh, siki de fena sayılmazdı kocamın, iri yarı bedeniyle orantılıydı… Hem saflığı, hem koca siki piyango olmuştu bana… Fakat tek şikayetim, nerde, ne konuşulacağını, nasıl davranılacağını bilmeyen safın teki olmasıydı. Kaç kere markette kanatlı orkid istedi koca sesiyle, eczanede kaput… Rezil olduydum. -“Kanatsız var bilader, olmaz mı?” diye dalga geçen kasiyere, -“Olmaz… Hanım kanatlı istedi, kanatlı olacak, ona göre…” deyiverince yerin dibine geçtim o gün… Bir daha da beraber alışverişe gitmedim kocamla… İpini nereye çeksem oraya gider, ben ne istesem yapmaya çalışırdı. Sırf o koca sikiyle altına yatırıp beni istediğim gibi düdüklemesinin hatırına katlanıyordum saflıklarına… Dağın eteğindeki maden şirketinde gece bekçiliği yapıyordu, başka iş gelmezdi elinden… Şimdi de elin adamıyla, mühendis beyiyle beraber karısına ve baldızına seksi iç çamaşırları, jartiyerler, külotlu çoraplar, beybidoller alıvermişti. Hay Allah… Adam neler düşünmüştür kimbilir… Yanaklarımın kızardığını hissediyordum. Kocamın yanına, onu almaya gittiğimde daha önce görmüştüm adamı… Yakışıklı, şeytan gibi bir şeydi. Kocam ve benimle konuşurken gözleri baştan aşağı süzmüştü beni… İçim bir hoş olmuştu o bakarken… Yine şeytan dürttü. Kocama, -“Eee? Ne kadar kabasın Hasan? Madem doğum günüm olduğunu söyledin, adamı davet etseydin ya…” dedim. Hemen atıldı, -“İyi olur valla Gül… Adam evli bekar zavallı… Karısı Ankara’daymış. O burada bir başına… Benim de aklıma geldi ya, sana bir sorayım dedim önce… Kızarsın falan…” Ödü patlardı ben kızarım diye… O cüssesiyle, koca sikiyle kılıbığın tekiydi saf kocam… Bir tek üstümde beni pompalarken sonlara doğru, boşalmaya yakın aslan kesilir, içimi yarardı gidip gelirken… -“Niye kızayım canım?” dedim. Kızkardeşime göz atarak, “Baksana ne güzel hediyeler seçmiş bize… Hadi telefon aç da gelsin akşama… Nasıl olsa izinlisin, hem kafa çekersiniz erkek erkeğe, eğlendiririz adamcağızı… Hem baldızın da yalnız kalmaz, onun için de iyi olur.” -“Ne iyi olur Gül… Dur ben telefon açıvereyim mühendis beye, akşam gelsin.”diyerek holdeki telefona koştu. Kardeşim oturduğu yerden eniştesini kollayarak alçak sesle, -“Eh ablaa…” dedi. “Ne şeytanlık peşindesin yine kız orospu?” Kardeşimdi, sırdaşımdı. Köyde beni ilk siken oğlanla işimizi görürken gözcülük yapardı basılmayalım diye… Ben korulukta, çimenlerin üstüne yatmış, sevgilim şalvarımı sıyırıp bacaklarımın arasında gidip gelirken kardeşim de az ilerde, başımızda beklerdi. Gelen olursa haber verecek güya hesapta… Sırtını ağaca verir, eli şalvarının içinde bizi gözlerdi azgın orospu ya, olsun o kadar… Ne de olsa aynı fabrikanın malıydık. O benim, ben onun her şeyimizi bilirdik. -“Dur kız, karışma…” dedim kardeşime, gülerek… “Eniştenin Mühendis beyini görsen, senin de dibin düşer şıllık… Baksana neler almış bize… Sana ayrı, bana ayrı… Bir gelsin de hele… Bakalım, hangimize düşerse…” O da güldü, -“Utanmadan akşam gelsin seni becersin diye kocana çağırttırıyosun herifi bir de… Yakışıklı mı adam kız abla?” -“Off… Dalyan gibi adam Lale… Ne seni siken kırıklara, ne boşandığın iktidarsız kocana benzer. Akşam içki içer enişten, iki dublede kafayı bulur… Bu arada herifi yoklarız bakalım kısmette varsa… Bize beğendiği bu hediyeleri giyeriz tamam mı?” -“Tamam abla da… Benden yana sorun yok, ne istersen yaparım. Ama eniştem var?” -“Merak etme sen… İkimiz bir olur, eniştenin ağzından girer, burnundan çıkarız. Bizi böyle görünce dayanacak erkek olmaz kızım… Sen eniştene yavşarsın, dibi düşer. O baldızıyla uğraşırken ben mühendise yazılırım. Ama mühendis önce beni sikecek, ona göre… Benden önce herifin altına yatarsan gebertirim seni…” Biz fısır fısır konuşurken kocam girdi içeriye… Ellerini iki yana açtı, kırılmış bir sesle, -“Mühendis bey gelemem, zahmet veremem diyo. Bi de sen arasan ya Gülüm… Zahmet olmaz deyiversene…” Pek severdi mühendisi… Koruyup kollarmış şirketin içinde kocamı… Bir iki beladan da sıyırıvermiş. Tamam diyerek hole gittim, telefonun tekrar arama tuşuna basıp kıymetli mühendisimize telefon açtım. Anında açıp cevap verdi, -“Ya, gelemem dedim ya Hasan…” dedi tok erkek sesiyle… Numarayı görünce kocam tekrar aradı zannetti herhalde… -“Benim Murat bey…” dedim sesimi ballandırarak, işveli işveli… “Siz gelmem deyince kocam aramamı söyledi. Belki ben ararsam gelmeye razı olurmuşsunuz…” -“Ya, zahmet vermeseydik Gül hanım…” dedi. -“Zahmet ne demek Murat bey? Başımın üstünde yeriniz var. Gelmezseniz darılırız valla…” dedim. Başım da laf mı, amımın üstünde yerin var yakışıklı piç… Sonra da sesimi alçaltarak ilave ettim, “Hem o kadar bizi düşünmüşsünüz, hediye beğenmişsiniz bize…” Durakladı. Fısıltıya dönüşen, boğuklaşan, mahremleşen sesimden onu nasıl istediğimi anlatabilmiş miydim acaba? O da aynı tonda cevapladı beni, “Yaa… Kocan söyledi mi benim seçtiğimi? Tembihlemiştim oysa söyleme diye… Neyse… Beğendin mi bari?” Sizli bizli konuşmayı bırakmış, sen diye hitap ediyordu artık… Telefonda bir nefes koyuverdim, kulağına nefesimi üflemiş gibi, “Çok, çok beğendim. Kızkardeşim de beğendi. Epey zevkliymişsin… Bedenlerimizi de iyi tahmin etmişsin, tam uyanlarını almışsın” Sustum. Bir an sessizlik oldu. Bahse girerim gözünün önünde benim bedenim vardı zamparanın… Mutlaka benim için aldığı jartiyeri giydiriyordu bedenime hayalinde… Birbirimizin nefes alış verişlerimizi duyuyorduk sadece… Kasıklarım yanmaya başlamıştı ki, sonunda konuştu, -“Gelirim Gül… Ama bir şartla…” -“Neymiş şartın?” -“Sap gibi, kocanla erkek erkeğe oturup içmek sıkıntılı… Ne sohbeti yaparım ki onunla? Ama sen de, kızkardeşin de yanımızda içerseniz gelirim.” Sesi bile okşar, siker gibiydi adamın… İçim gıcıklandı. Ben kocamı içirip sarhoş etmeyi planlarken, o da bizi içirmeyi düşünüyordu. Güldüm, -“Tamam. Peki…” dedim. İlave ettim, üstüne basa basa, tane tane konuştum, “Yeter ki sen gel. İçeriz, ne istersen yaparız. Hem…” Sustum. -“Hem? Söylesene… Hem ne?” Bir solukta söyleyiverdim diyeceğimi, -“Senin seçtiğin hediyeleri giyer bakarız belki kızkardeşimle… Üstümüze olmuş mu, yakışmış mı? Zevk sahibisin, bize fikir verirsin.” Cevabını beklemeden telefonu kapatıverdim. İçim kıpır kıpır olmuştu bir anda… Adam benim ne azgın orospu olduğumu, ne yarak delisi olduğumu anlamıştır artık… Anlamaması için kocam gibi aptal olması lazımdı. İçeriye gittim. Kocamla Lale koltukta dip dibe oturmuşlar, Lale’nin açtığı paketten çıkan dantel tanga külodu inceliyorlardı birlikte… Ben içeri girince Lale, eniştesinin kucağındaki elini hızla çekti gibi geldi bana… Yüzü kızarmıştı şeytanın… Baktım, kocamın siki de kabarmış, salatalık gibi olmuş pantolonun altında… Oynaşıyorlardı, daha doğrusu şıllık kardeşim kocamla oynaşıyordu herhalde… Kaç zamandır erkeksizdi zavallı, sikilmiyordu. Eniştesine yavşama işine şimdiden başlamıştı. Görmezden geldim, aldırmadım. Akşamın heyecanı basmıştı beni, -“Tamam Hasan. Akşam Murat gelecek. Hadi Lale, biz hazırlık yapmaya başlayalım. Enişten de gidip akşama içecek bir şeyler, rakı falan alıversin…” dedim. Hazırlık yapmaya başladık. Birkaç meze, yemek, salata filan… Masayı kurduk. Sonra yemek saatine yakın yatak odasına gidip kendimiz hazırlandık. Nişanlıyken Hasan’ı delirtmek için aldırdığım, o zamandan beri giymeye fırsat bulamadığım açık saçık giysileri çıkardım. Kasabada giyilcek şeyler değildi hepsi de… Bazen akşamları Hasan’a giyerdim azdırmak için, daha güzel siksin diye… İkimiz de soyunduk ne varsa çıplacık kaldık. Göçmen güzeli sarışın annenin kızlarıydık. Bembeyaz tenimiz, sarı uzun saçlarımızla, yuvarlacık bedenlerimizle afet gibiydik. Benim üçgen kurabiye gibi, kaymak gibi kılsızdı. Lale’ninki sikilmeyeli bakımsız kalmış, kıllanmıştı biraz… Fırçaladım, -“Ne bu halin kızım? Enişten kaymak sever. Git banyoya, şunları temizle gel… İkisi de amcığın kıllı diye seni sikmezlerse görürsün sen..” O banyoya koştururken ben içime külot giymeden beyaz, daracık bir tayt giydim. Üstüme askılı, dekolte bir bluz… Lale ile aynı bedendik, ona da epeyce kısa, mini bir etek, memelerini meydana çıkaran daracık bir gömlek seçtim… Banyoda işi bitip gelince o da çabucak giyindi. Biraz abartılı bir makyaj yaptık. Onca dekolteye, mini eteğe rağmen, yine de yaşadığımız köy irisi kasaba alışkanlığı, başımızda kırmızı ipek eşarplar… Yabancı erkek gelecek ya… “Bizim gelin bizden kaçar, başını örter götünü açar” deyimindeki gibi… Benim dar beyaz tayt külotsuz amımı yumruk gibi meydana çıkarmış. Lale’nin güzel, peynir gibi bacaklar siyah mini eteğiyle kontrast oluşturmuş, olduğu gibi meydanda… Ama başımız kapalı… Kocamla beraber gelen mühendisi bu vaziyette karşıladık. Kapıda kalakaldılar bizi o vaziyette görünce… Hayranlıkla bakıyorlardı. Kikirdeyerek içeri aldık ikisini de… Murat’ın elinden getirdiği viski şişesini aldım. Mühendiste binbir iltifat… -“Bu ne güzellik hanımlar? Manken gibi olmuşsunuz ikiniz de… Harikasınız…” deyip duruyordu ikide bir… -“Evin içindeyiz Murat bey…” dedim. “Dışarıya giydiğimiz gibi manto, uzun etekle oturacak halimiz yok ya… Hem bugün doğum günüm benim, biraz süslenelim, eğlenelim dedik kızkardeşimle…” Masaya oturduk. Erkeklere hizmet ediyorduk iki kardeş… Başımızda aynı renk kırmızı eşarp, altımızda mini etekle, taytla kırıta kırıta mutfağa gidip geliyor, içkilerini dolduruyor, onlarla beraber yiyip içiyorduk. Erkeklerin keyfi yerindeydi. Hangimizin memesine, hangimizin kıçına başına bakacaklarını şaşırmış gibilerdi. Sonunda pastayı getirdik sehpaya… Kırmızı rujlu dolgun dudaklarımı o şeklinde yapıp mumları üflerken mühendisi kesiyordum bir yandan da… Ağzı açık dudaklarıma, mumları üflemek için sehpaya eğilince ucuna kadar ortaya çıkan koca memelerime bakıp duruyor, yalanıyordu. Viskiler içildi. Başlar dönmeye, çakırkeyif olmaya başladık hepimiz… Müzik setinde çalıp duran müzik güzeldi. Ben Hasan’ı kaldırdım dans etmesi için, dürtmeden aklına gelmezdi böyle şeyler… Bizi gören Murat da kibarca Lale’yi elinden tutup dansa kaldırdı. Dördümüz dans etmeye, geniş salonun içinde dönmeye başladık. Murat ile Lale birbirlerine iyice sarıldılar. Kasıkları yapışık gibi, dans edip duruyorlardı. Gözüm sık sık onlara kayıyordu. Bense kocamı zor idare ediyordum. Dediğim gibi içkiyle arası iyi olmayan Hasan çabuk kafayı bulmuştu. Bir sonraki parçada eş değiştirdik. Ben Murat ile dans etmeye başladım. Kalkmış erkekliği bu kez benim taytıma dokunuyordu hareket ettikçe… Bayılıyordum. Kollarının arasında içmesem bile zevkten sarhoş olurdum eminim. Ateş bastı, başımdaki eşarbı çıkarıp attım. Saçlarım dağılmış, yüzüm yanaklarım yanıyordu. -“Kardeşimi beğendin mi?” diye sordum kulağına fısıldayarak… Belime daha sıkı sarılıp kendine çekti, -“Çok beğendim… Harika…” dedi boynuma nefesini bırakırken… İnledim, ben de ona sarıldım. -“İster misin onu?” dedim. -“Evet… Çok…” Kasıklarımı sertliğine bastırdım, -“Ama onu istiyorsan, önce ben varım. Beni sikmen lazım…” diyerek belimi saran elini tuttum, taytımın üzerinden geniş kalçalarımı okşattırdım. Baldızıyla sarmaş dolaş dönüp duran kocamdan tarafa baktı biraz tedirgin… -“Kocan?” dedi, sanki çok umursuyor gibi… -“Aldırma sen ona…” dedim. “Onun aklı baldızında şimdi… Sen içinden ne geliyorsa yap… Sikmek istiyorsan sik… Beni de… Kardeşimi de… Bak külot giymedim altıma… Senin için… Elle bak…” Kulağımın içinde inleyerek pençelerini kalçalarıma geçirdi, kendine çekti beni… Güya dans ediyordu, taş gibi olmuş sikini kabarmış amıma sürtmekten başka bir şey yapmıyordu oysa… Başımı çevirip bizimkilere baktım. Lale de benden farksızdı. Eniştesine sımsıkı sarılmış, boynunda asılı gibi duruyordu. Hareket edip döndükçe geniş kalçaları iki top gibi kıvrılıyor, mini eteği savruluyordu. Yorulunca oturduk, sohbet etmeye başladık. Sarhoş olan kocamın dili peltekleşmeye başlamıştı. Sohbet üçümüz arasında dönüyordu. Orospu kardeşim bacaklarını aralamış, kendini mühendise pazarlamaya başlamıştı bile… Tanga külodunu ben de görebiliyordum. Adamın azması doğaldı. -“Ben üstümü değiştireyim” diyerek kalktım, yatak odasına gittim. Soyunup kırmızı beybidolü, dantel jartiyeri, dantelli jartiyer çorabını giydim. Rujumu tazeleyip tekrar içeriye gittiğimde kızkardeşim iki erkeğin arasında kalmıştı. Murat çorabın üzerinden bacaklarına ve eteğin altına dalmış karıştırıp duruyor, eniştesi de bluzu zorlayan memelerini okşuyordu. -“Oo… Kolay gelsin. Bakıyorum malı götürüyorsunuz” dedim gülerek… Yanlarına oturdum. Kızkardeşimle uğraşmaya öylesine dalmışlardı ki, beni gözleri görmemişti sanırım. Biraz buruldum doğrusu… Gözleri zevkten kayan, inleyip duran Lale daha fazla dayanamadı iki erkeğin arasında okşanıp koklanmaya… Kendini ellerinden kurtardı, kalkıp mutfağa gitti. Ardından da Murat… Ne yapmaya gittikleri o denli belliydi ki… Arkalarından kıskançlıkla baktım. Yarı sarhoş bana sarılmaya çalışan kocama, yarı açık gözlerine baktım. Eğilip dudaklarını öptüm. Eline viski kadehini tutuşturup, -“Ben de gidip buz getireyim kocacım” dedim, kalktım, mutfağa yöneldim. Mutfak kapısına sessizce yanaşıp içeriye baktım. Benimkiler işe başlamışlardı bile… Kendimi göstermeden yaramazları izlemeye başladım. Kızkardeşim elinde su bardağıyla tezgaha dönük duruyordu. Mühendis de arkasına geçmiş, önünü onun diri kalçalarına dayamıştı. Elleri bluzun üstünden altından memelerini yoğuruyor, boynunu öpüyor, yalıyordu durmadan… Kardeşim iyice zevke geldi, başını arkaya attı, inleyerek, -”Hadi Murat, durma, sik beni…” dedi. Murat kendine çevirdi kardeşimi… Omuzlarından tutup önünde çömeltti. Pantolonun kemerini açıp indirdi, taş gibi sertleşmiş sikini ağzına dayadı. Lale çılgınca öpüp yalamaya başladı mühendisin aletini… Yalıyor, emiyor, kalçalarından tutup kendine çekiyor, alabildiğince ağzına sokmaya çalışıyordu. Sonunda Murat dayanamadı, sikini azgın kardeşimin ağzından kurtarıp ayağa kaldırdı. Çevirip mutfak tezgahına domalttı kızı… Eteğin altından bacaklarını okşaya okşaya altındaki tanga külodu sıyırdı, çıkardı. Arkadan ıslak amına bir hamlede geçirdi sikini… -“Ohhh…” diye inledi kızkardeşim… “Özlemişim bunu… Devam et…” Çılgınca sikiyordu kardeşimi… Durmadan pompalıyor, taşakları amına şak şak sesler çıkararak vuruyordu. Durup kendine çevirdi, bacaklarını aralayıp ayakta sikmeye başladı. Bluzun altından memelerini avuçluyor, yalayıp yutuyordu kardeşimi… Ben onlara bakarken bir yandan da amımı avuçluyordum. Islanmıştım, sularım akıyordu. Yakışıklı mühendisin dar kalçaları kızkardeşimin bacaklarının arasında ileri geri çalışırken öyle güzel görüntü veriyordu ki… Canlı porno izliyordum. Murat sonunda Lale’nin amına fışkırtarak boşaldı. Lale de boynuna sarılıp kendinden geçti. Gözleri kaymış, bayılacak hale gelmişti orgazm olurken… Murat ayak bileklerine kaymış pantolonunu yukarıya çekip toplanırken ben de yanlarına gittim. Gülerek Murat’ın fermuarını yukarıya çekerken dudaklarını öptüm, -“Yaramazlar sizi…” dedim. “Beni sikmeden kızkardeşime boşalmak var mı? Nasıl anlaştık seninle?” Murat bana sarıldı sımsıkı, kendine yapıştırdı, vahşice dudaklarımı öptü. Zorlukla kurtuldum elinden, “Hadi sen içeriye git, Lale de hediyelerimizi giysin, yanınıza geliriz.” Murat içeriye gitti. Ben de kardeşimin mini eteğini kaldırıp çıplak kıçına bir tokat attım, -“Orospu kardeşim benim… Murat’ın yarağını benden önce yedin, muradına erdin. Hadi şu külodunu al yerden de gidip giyin. Bir an önce ben de sikilmek istiyorum.” diyerek yatak odasına gönderdim kızı… Holdeki aynada kendime çeki düzen verip erkeklerin yanına gittim. Koltukta oturmuş konuşuyorlardı. Beni görünce gözleri parladı ikisinin de… Hediye gelen alev kırmızısı beybidol, siyah şeffaf tanga külot, sütyen, jartiyer ve çoraplar… Önce Murat, sonra ona bakarak kocam kadeh kaldırdı şerefime… Yanlarına gittim, -“Nasıl? Güzel olmuş muyum Hasanım?” dedim. Elini sikine atmış, bastırmaya çalışıyordu kocam… Kekeledi, -“Çok, çok güzel olmuşsun Gül…” dedi. Boynundan tutup kendime çektim. O da sıktığım parfümün kokusunu ciğerlerine çekti. Murat’ın yanımızda olduğunu, bana sikecek gibi baktığını görmüyordu bile… Alkolün verdiği sarhoşluk bir yandan… Karısını yarı çıplak görmek bir yandan… Murat ise gözlerini ayırmıyordu benden… -“Çıkarayım mı bunları Hasan? Beni çıplak görmek ister misin?” dedim işveli işveli… İyice tahrik olmuştu, homurdanarak, -“Çıkar…” dedi. “Ben çıkarayım istersen…” -“Murat da çıkarsın mı kocacım?” -“Çıkarsın…” dedi kıvranarak… Ben de karşılarında kıvıra kıvıra beybidolü çıkardım yavaş hareketlerle… Sonra kocama, -“Hadi kocacım… Sen sütyenimi çıkar. Murat da külodumu çıkarsın.” Eğildim. Kocam titreyen elleriyle sütyenimin kopçasını açtı. Dudaklarından öptüm, sonra başını kendime çekip burnunu memelerimin arasına gömdüm. Çıplak memelerimi avuçlayıp sıktı, uçlarını yaladı. Zevkle inledim, -“Ohhh… Çok güzel Hasan… Mmmm… Şimdi de sıra Murat’da… O da külodumu çıkaracak…” diyerek Murat’a döndüm. Murat’ın önüne geçtim. Ellerim belimde, bekledim. Murat okşaya okşaya tanga külodumun iki yanından tutup çıkardı, bacaklarımdan aşağıya sıyırdı. Omuzlarına tutunup dizlerimi kaldırdım. Külodumu çıkarmasına yardım ettim. Yeni traş ettiğim, kılsız amcığım gözlerinin, burnunun dibindeydi. Gözleri parlayarak amıma, kabarmış dudaklarına bakıyordu. Kocamın yanında hem de… Öyle tahrik olmuştum ki… Suyum akıyordu. Saçlarını parmaklarımın arasına geçirip kendime çektim. İnleyerek, -“Öp onu Murat… Yala…” dedim. Kocama döndüm, “Hasanım, mühendis bey amımı yalasın mı aşkım? İzin veriyor musun?” -“Ohhh… Yalasın… Amını yalasın Gül… Abim o benim… Her yerini yalasın…” -“Hadi sen de memelerimi yala aşkım…” İki erkek de emirlerimi yerine getirdi. Murat başını kasıklarıma götürüp amcığımın çevresine öpücükler kondururken, kocam da oturduğu yerden kalkıp memelerime yumuldu. Aynı anda her yerimden zevk alıyordum. İnlemeye başladım. Murat dilini am dudaklarımın arasına kaydırdı. Islak ve sıcak dil klitorisimi yalamaya başladığında kendimden geçtim. Az sonra Lale geldi yanımıza… Üstünde memelerini sımsıkı saran, meydanda bırakan siyah askılı bir bluz… Belinde minicik tülden bir etek… İçinde hediye gelen önü arkası yanları açık külotlu çorap… Ayağında yüksek topuklu lame ev terlikleri… Kırıta kırıta geldi yanımıza… Murat yan gözle kızkardeşimi izlerken bir yandan da benimle, amımı yalamakla meşgüldü. Kocam memelerimi yalamayı bırakmış, açık ağızla baldızına bakıp kalmıştı. Alık alık, fakat şehvetle bakıyordu. Yabancı bir erkek yanıbaşında karısının amcığını yalarken kocamın gözü baldızından başkasını görmüyordu. Kardeşim buğulu bir sesle, -“Enişte? Çok mu açık giymişim?” Hasan kekeledi, -“Çok…” Yutkundu. “Çok açık… Giymişsin…” -“Ama eniştee… Bugün ablamın doğum günü yaa…” Dudaklarını büzmüş, lolita gibi şımarık bir edayla tül eteğini kaldırmış, eniştemin burnuna dayamıştı külotlu çorabın önünde bembeyaz parlayan amcığını… Kocamın elini tuttu, amına götürdü, avuçlattırdı, -“Eniştecim… Beni ister misin? Baldızını siker misin eniştem? Bak, amım nasıl sulanmış, elle elle…” Kocam bir baldızının amına, bir bana bakıyordu. Mühendisinin yanıbaşında amını yaladığı karısına… Orospu kardeşim kocamın başını tutup kendi amına çevirdi, kendine çekti. Burnunu ıslak amına dayadı. Kocam kendinden geçmişti adeta… Gözleri yarı kapanmıştı zevkten… Eli kabarmış önünden ayrılmıyordu. Kardeşimin amını yalarken eli sikinde, okşayıp duruyordu. Lale kocamı bırakıp odanın ortasına geldi. Bizim duymadığımız bir müziğin ritmine uyar gibi sallanarak yavaş hareketlerle striptiz yapıyordu adeta… Daracık bluzunu sıyırıp başından çıkardı attı… Tül eteği sıyırdı, ayaklarından silkeleyerek attı. Üstünde sadece özel külotlu çorap ve topuklu terlikler kalmıştı. Gözleri kapalı vaziyette, elleriyle bedenini, uçları kabarmış iri memelerini okşayıp durdu, kıvrandı ayakta… Sonra da gelip eniştesinin elini tuttu, kaldırıp ortaya çekti. -“Gel enişte… Beni istiyorsan al… Dayancak halim kalmadı artık… Hadi sik beni…” Yere, tüylü halının üzerine uzandı sırt üstü… Çoraplı bacaklarını ayırdı. Önü açık külotlu çorabın ortasında beyaz teni ve merkezde pembecik dudaklarını açmış ıslak amı meydandaydı. Bacaklarını aralayıp davetkar bir şekilde bacak içlerini okşaya okşaya eniştesini bekledi. Kocam kendinden geçmiş, hipnotize olmuş gibiydi. Gözü o ıslak pembelikteydi. Lale yerde kıvranıp inleyince kendine geldi. Hızla üstünde ne varsa fıydırtıp attı. Bacaklarının arasında o ezberlediğim kalın siki dimdik duruyordu. Diz çöküp kızkardeşimin ikiye ayrılmış, sikilmeyi bekleyen bacaklarının arasında yerini aldı ve bir anda o koca sikini hoyratça kardeşimin amına gömdü. -“Aahhh…” diye inleyerek boynuna sarıldı eniştesinin… “Eniştee… Canım yandı… Sikin çok büyükmüş… İçimi yardın… Amım yarıldı eniştem… Offff…” Onların sikişmesini görünce ben de kendime geldim. Önünde diz çöktüm, Murat’ın sikini ağzıma aldım. Somura somura yalamaya emmeye başladım. Saçlarımı tutuyor, kendine çekiyor, ağzımı sikip duruyordu. -“Yeter, bırak yarrağımı emmeyi, bitirdin beni orospu…” diyerek saçımdan çekti, kaldırdı beni… Koltuğun üzerinde domalttı. Kocamın yanında orospu diye aşağılaması öyle tahrik etmişti ki beni… Kalçamı geriye atarak heyecanla bekledim erkeğimi… Bacaklarımı tutup biraz ayırdı. Ben sikini beklerken dili geldi önce… Islak dili istekle, şehvetle bekleyen am dudaklarımın arasında dolaştı. Yukarıya çıktı, minik deliğimin kenarlarını, büzüğümü yaladı. Zevkten kıvranıyor, inliyordum. Öyle zevk veriyordu ki… Odanın içinde benim ve Lale’nin şehvetli inlemelerimiz, erkeklerin boğuk nefes alışverişleri duyuluyordu. Kocam her zaman sevişmeye başlar başlamaz koca sikini amıma kökleyip zevk almaya başlar, ben ancak kalın yarak içimde gidip gelmeye başladıktan sonra ıslanırdım. Oysa bu gece katıksız zevk denizinde yüzüyordum. Amımda, göt deliğimde dolaşan sikicimin dili, ıslak parmakları öldürüyordu beni… Sonra kalktı, dilinin yerine sikini geçirdi. Başıyla sular fışkıran amımı okşayıp sürttü önce, sonra da bir anda amıma kökledi. Belimden tutup hırsla gidip gelmeye başladı. Zevk suyum bacak içlerimden süzülüyor, jartiyer çorabımı ıslatıyordu. Başımı koltuğun koluna koymuş, dizlerim koltuğun üzerinde sikilip duruyordum. Kocam da baldızını, benim azgın kardeşimi sikiyordu yerde, halının üzerinde… Koca yarak sürekli amına girip çıkıyordu kızın, sürekli orgazm halindeydi… Kolları bacakları kocamın altında kukla gibi sallanıp duruyor, zevkten ölecek hale geliyordu. Eniştesi tüm sarhoşluğuna rağmen hayvani içgüdülerinin emirlerini yerine getiriyor, dişisini döllemek için çalışıyordu. Murat amımdan çıkardı sikini, arkama sokmaya çalıştı. Girmedi, inledim, bağırdım. Her nasılsa kocam o hengamenin içinde sesimi duymuş, -“Yapma mühendis bey, karımı götünden sikme… Hem günah, hem canı yanar…” diye seslendi. Bu kez ben tersledim kocamı, -“Karışma sen aptal herif… Bırak, ne yapmak istiyorsa yapsın…” diye hırladım. Her zamanki gibi fırçamı yiyince tırstı koca hayvan… Önüne döndü, kardeşimi pompalamaya devam etti sanki hiçbir şey olmamış gibi… Bir zaman göt deliğimle uğraştı mühendis… Yaladı, emdi, ıslattı… Sikini tükürükleyip kayganlaştırdı iyice, öyle sokabildi götümün deliğine… Dişimi sıkıp acının geçmesini bekledim. Biraz gidip geldi, hevesini aldı, sonra da tekrar amıma döndü. Zevkten deliriyordum. Biraz sonra ben sikini tutup zevkten deliği iyice açılan arkama soktum. Ön, arka derken ben birkaç kez orgazm oldum. Sonunda o da çıkarıp ağzıma soktu sikini, spermlerini boşalttı, yutturdu. Kendime geldiğimde kocam sırt üstü yere devrilmiş, kollar bacaklar iki yanda, sızmış yatıyordu. Siki inmiş, ölgün ölgün yatıyordu bacaklarının arasında… Kızkardeşim bize bakıyordu amını avuçlayarak… Murat kalkıp yanına gitti. Sikini kardeşimin ağzına verdi. Az sonra yine aynı sertliği bulmuştu siki… Bana döndü, -“Bana bal getirsene Gül…” dedi. Kalktım, gidip mutfaktan bal kavanozunu getirdim. Ne yapacak diye merak ederek uzattım. Elimi öperek kavanozu aldı, açıp kardeşimin göğüslerine, karnına, amına akıttı. Eğilip amını yalamaya, balları eme yalaya temizlemeye başladı. Lale kıvranıp duruyordu altında… Amını bitirip yukarıya çıktı balları yalaya yalaya… En son memelerindeki balları yalarken sikini amına gömdü. Bir yandan eğilip yalıyor, bir yandan amını pompalıyordu. Kızkardeşim yine yükselmeye başladı sikilirken… Bacaklarını beline doluyor, altında çırpınıp duruyordu. Sonunda boşaldı kardeşim… Aygır herif önündeki taş gibi sikiyle bana yöneldi bu kez… Kaldırıp kucağına aldı. Yavaş yavaş indirip amıma girdi. Kucağında hoplata hoplata ayakta sikmeye başladı. Duvara yasladı sikti, kaldırdı, odanın içinde gezdire gezdire kucağında sikti, diğer duvara dayadı, sikmeye devam etti. Kollarımı boynuna sarmış, zevkten geberiyordum. En son yere, kocamın yanına uzandı. İyice kabarıp damarları parmak gibi olmuş sikinin üzerine yerleştim, oturup kalkmaya başladım. Mühendisin sikinin üzerinde çırpınıp dururken kocama çarptım bir iki kez… Gözlerini açtı. Başını kaldırıp bize baktı. Ben ara vermeden devam ediyordum. Elini kaldırıp çoraplı bacağımı okşadı gülerek… Zıpladıkça sallanan, hoplayan memelerimi tutmaya çalıştı. Murat da yatmaktan sıkılmış olmalı ki, kalktı, sikini içimden çıkarmadan yere yatırdı, pompalamaya başladı. Kocam kolunu başımın altına koymuş, omuzlarımı sararak destek olmaya çalışıyordu sikilen karısına… Bir yandan Murat amcığımı pompalayıp dururken, bir yandan da kocamın memelerimi okşayan elleri bitirdi beni… Haykıra haykıra boşalmaya başladım. Arkamdan Murat da geldi. Titreyerek, kasılarak orgazm olurken kocam da eğilmiş memelerimi yalıyor, uçlarını kemiriyordu. İkisi birden delirttiler beni… Bıraktıklarında yerde, deney kurbağası gibi kaslarım zevkten seyirip duruyordu. Biz ölü gibi yatarken Murat kalkıp toparlandı. Tüm gece kanırta kanırta siktiği biz iki kardeşi, azgın orospuyu öptü. Giyinip çıktı. Yatağa nasıl gittiğimizi hatırlamıyorum. Telefon çalıp beni uyandırdığında vakit öğleye yaklaşmıştı. Üzerimizde ne çorap, ne çamaşır kalmış… Üçümüz de çırılçıplak, yatakta sızıp kalmışız. Kocam ortada, biz iki yanda yatıyoruz. Murat, nasıl olduğumuzu soruyordu. Telefonun sesini hoparlöre aldım. Lale de başını kaldırmış, eniştesinin sikini okşaya okşaya bizi dinliyordu, -“Nasıl olabiliriz Murat?” dedim. “Sikilmiş, yorgun, bitkin… Aygır herif… Bizi mahvettin dün gece… İkimizi de acımadan sikip attın.” -“Suç bende değil bebeğim… Sizde… Orospu gibi giyinip beni tahrik etmeyecektiniz. Hak ettiğiniz gibi siktim sizi… Sesinden anladığım kadarıyla pek şikayetçi değilsin gibi?” Mmmm… Yattığım yerde gerindim. Dün gece yaşadıklarım, aldığım korkunç zevkler gelmişti aklıma… Bu arada kocam da uyanmış, masum masum bizi dinliyordu. Dayanamadım, eğilip dudağından öptüm kocacığımı… “Şikayetçi değilim canım. Çok mutluyum. En kısa zamanda gel, yine becer bizi… Bak, kocam da yanımızda şu anda, bizi dinliyor. Geldiğinde ikiniz birden sikeceksiniz beni… Canım aranızda tost olmak istiyor. Tamam mı?” Hem ona, hem kocama soruyordum bu soruyu… Kocam sanki tost olmanın ne olduğunu anlamış gibi başını sallayarak onaylarken Murat da telefonda, -“Tamam Gülüm, tamam… Sen nasıl istersen öyle sikerim seni… Kocanın yanında, kocanla beraber… Seksi kadın… Seni de Lale… İkinizi de seviyorum. İkinizi üst üste koyup öyle sikicem. Akşama bekleyin beni…” dedi. Telefonu kapattım. Baktım bizimkiler oynaşıp duruyorlar. Ben Murat ile telefonda konuşurken, Lale kocamın sikini okşaya yalaya kaldırmayı başarmış, dikilitaş gibi havaya dikmişti. Benimse karnım acıkmış, açlıktan ölüyordum. Kahvaltı hazırlamak için yataktan çırılçıplak kalkıp mutfağa giderken kızkardeşim çoktan eniştesinin kalkmış sikinin üstüne oturmuş, yaylanmaya başlamıştı bile…