[ad_1]
Dükkanımın yan sokağında, apartmanın giriş katında genç ve oldukça bakımlı bir türbanlı kız yaşıyordu. Dükkan kendime aitti ve o kızı uzunca bir süredir takip ediyordum. Çünkü öylesine güzel ve diri bir vücudu vardı ki, dükkanın önünden her geçtiğinde onu domaltıp bağırta bağırta siktiğimi hayal ederdim ve sikim taş gibi olurdu. Bir gün dükkanıma geldiğinde, heyecandan elim ayağıma dolaşıyordu, ama çaktırmamaya çalışıyordum. Adının Hilal olduğunu mahalledeki ufaklıklardan öğrenmiştim. Bilgisayar almıştı ve benden izlemek için film satın almaya gelmişti. Dükkanımda bilgisayar oyun ve film CD?leri satıyor, aynı zamanda bilgisayar tamiri yapıyordum. Hilali ilk defa bu kadar yakından görüyordum. Hilal filmleri incelerken, ben de çaktırmadan onu süzüyordum.Hilal henüz 19-20 yaşlarındaydı. Boyu en az 1.70 vardı ve uzun topuklu ayakkabılarıyla daha da bir uzun gösteriyordu. Kilosuda boyuna göre oldukça idealdi, 50-55 kilo arasında mükemmel bir bombaydı. Saçları kumraldı ve sadece türbanının arasından birazı gözüküyordu. Masmavi gözleri, uzun siyah kirpiklerinin arasından gerçekten çok büyük gözüküyorlardı. Kaşları özenle alınmış, ince dik ve köşeliydiler. Dudakları dolgun ve çok etliydiler, adeta gel beni öp, etli dudaklarımı ısır diyorlardı. Hafif bir makyajı vardı, teni çok güzel olduğundan fazla bir makyaja ihtiyacı yoktu zaten. Gözlerinin altında çok hafif çilleri vardı ve bu ona ayriyeten çekici bir hava kazandırıyordu. Dudaklarına biraz pembemtırak bir ruj ve kirpiklerinin altına da gözlerinin rengiyle uyumlu mavi bir far çekmişti. Parfümünün kokusu başımı döndürüyordu.Omuzları genişti ve spor yapmış atletler gibi kaslı ve yağsız bir vucudu vardı. Göğüsleri normalden çok daha iri yuvarlak ve dik duruyorlardı. Bunda, çok ince, yağsız, düz ve içine çekik olan belinin etkisi de büyüktü. Bacakları uzun ve biçimliydiler, geniş ama çıkık kalçalarıyla birlikte çok sert ve biçimli gözüküyorlardı. Uzun bacaklarını ayak bileklerine kadar kapatan, üst tarafı kıçına yapışıp külotunun çizgisini gösteren, alta doğrubollaşan, pileli siyah bir etek giymişti. Üzerinde dar ve göğüslerini sımsıkı saran, çizgili beyaz bir gömlek vardı. Ve içinden gözüken siyah dantelli sutyeni, o iri ve sert göğüsleri yanlardan sıkıştırmış olduğu için önlerden sanki patlayacakmış gibi düğmeleri zorluyorlardı. Göğüslerinin üzerine doğru tırmanan ve hemen üstünde biten baş örtüsü, iri memelerini daha da iri gösteriyordu. Kalbim yerinden fırlayacak gibiydi, sikim çoktan fırlamıştı bile.Neyse, Hilal alacağı filmi seçti ve parasını ödeyip gitti. Daha sonraları, çok sık olmasa da dükkanıma arada bir gelip, bazen film, bazende oyun CD?si almayı sürdürdü. Ben de her geldiğinde yeni film ve oyunları ona gösterip, espri yaparak hem onu güldürüp hemde samimi olmaya çalışıyordum. Bunda azda olsa başarılı olmuştum. Bir gün suratı asık ve morali çok bozuk bir şekilde geldi ve konusu ayrılık olan bir film aldı. Herhalde sevgilisinden ayrıldı, bu kız nasıl bırakılır diye düşünüp, yine onu binbir çeşit pozisyonda siktiğimin fantazisini kurarken, ?Moralim çok bozuk, evimize hırsız girmiş!? demez mi. ?Evde yalnızım, korkudan bana uyku yok, şimdi de film alıp sabaha oturup hırsızı bekleyeceğim!? dedi ve gitti. Gece saat 22:00?ye geliyordu, dükkanı kapatmaya hazırlanıyordum ki, Hilal elinde film CD?siyle gelip, filmin çalışmadığını söyledi. Hemen dükkandaki bilgisayara taktım ve denedim. Bir problem yoktu. CD?yi alıp geri gitti. Ben de hemencecik niye gitti, keşke biraz daha kalsaydı da, konuşup o iri memeleri, dolgun köfte dudakları biraz daha yakından görebileydim diye kendi kendime sitem ederken, tak bir daha çıkıp gelmez mi!CD?nin yine çalışmadığını söyledi. Ben de bilgisayarında bir problem olabileceğini söyledim. ?Gelip bakabilirmisin?? dedi. ?Ben de zaten kapatıyordum, beklersen hemen gelip bakarım!? dedim. Ve hızlıca dükkanı kapatıp, birlikte evine doğru yürümeye başladık. Heyecandan içim kıpır kıpırdı. Böyle bir fırsat bir daha elime geçmezdi. Kendi kendime, Tamam oğlum… bu fırsatı kaçırma, sonuna kadar git, ne olursa olsun.dedim. Zaten evde de tek başına olduğunu söylemişti ve şimdi de beni evine davet etmişti, demek ki o da bir şeyler düşünüyordu, ya da benim kalbim çok fesattı ve ben kendi kendime öyle gaz veriyordum. Neyse evine girdik. Acelem varmış gibi hemen bilgisayarın başına geçtim. Bilgisayar yatak odasında kuruluydu. Derli toplu temiz bir evi vardı ve de tek kişilik güzel bir yatağı. Onu o yatağa atıp sabaha kadar sikmek ne güzel olurdu diye iç geçirdim kendi kendime. Ben bilgisayarı kurcalarken, ?Birşey içermisin?? diye sordu. Ben de, ?Soğuk suyun varsa içerim.? dedim.Suyumu getirmek için gittiğinde, çaktırmadan bilgisayarında neler var, ya da MSN adresini bulabilirmiyim diye kurcalarken, bir de ne göreyim? Bizim türbanlı Hilal bilgisayarına bir sürü pornofilm kaydetmiş. Tam isabet!dedim, bu kız çok azgın oğlum, sen ne yap et bu gece bu kızı sik bir güzel, sakın elinden kaçırma! dedim. Neyse Hilal suyumu getirip yanımdaki boş sandalyeye oturdu. İlk defa onu bu kadar yakından hissedebiliyordum. Sikim kazık gibi olmuştu. Sandalyedeki dimdik oturuşu, göğüslerini dışarıya şişirişi, sert ve diri kalçalarını geriye atışı beni çıldırtmıştı. Benim iskemle kısa kaldığından başım göğüslerinin hizasına geliyordu nerdeyse. Kafamı çevirmemle gömleğinin iki düğmesi arasında aralanan kısımdan içinin göründüğünü fark ettim. Zaten oldukça iri ve sert olan göğüslerini dar siyah dantelli bir sütyenle yandan sıkıştırınca, sutyeninden dışarı taşmış göğüsünün ucu nerdeyse fırlayacak gibi olmuş, hatta kahverengi başları siyah sutyeninin dantellerinin arasından nerdeyse hafifçe çıkmıştı.Kendimi zorda olsa işime verdim ve bilgisayarını düzeltmeyi başarmıştım. ?Tamam, oldu, çalışıyor!? dedim. Bilgisayara eğilip bakıp kontrol etti. Ben de o eğildiğinde çaktırmadan o dolgun memelerine bakıyordum. ?Evet çalışyor!? deyip çok teşekkür etti ve borcunun nekadar olduğunu sordu. ?Rica ederim, ne borcu? Suyumu verdin ya! Biraz da oturup o deniz mavisi gözlerindeki yıldızlar kadar parlak ışıltılara bakayım, bana yeter!? dedim. Hilal kıpkırmızı olmuştu, ?Teşekkür ederim…? dedi kısık bir sesle. Belli ki çok hoşuna gitmişti bu yaptığım kompliman. Ağzım böyle durumlarda iyi laf yapar, elektriği yakalamıştım, devam et dedim kendi kendime. ?O kadar güzel ve tatlısın ki, bazı geceler gökyüzündeki yıldızları seyrederken aklıma onlar kadar parlak gözlerin geliyor!? dedim. Utandı, ?Böyle şeyler söyleme bana, ben çok etkilenirim!? dedi. Ben de bütün cesaretimi toplayıp, ?Seni ilk gördüğüm günden beri hayal ediyorum!? dedim. Ne hayal ettiğimi soracağını bildiğim için böyle tuzak bir cümle kullanmıştım. Hemen oltaya geldi saf Hilal ve sordu. ?Sana yakın olmayı, tenine dokunmayı, kokunu içime çekmeyi, sana sımsıkı sarılıp, o tatlı dudaklarını doyasıya öpmeyi!? diye söyleyiverdim hızlıca. Artık tepkisini bekliyordum. Ya, ?Sen beni başka kızlarla karıştırdın!? deyip tersleyecekti, ya da, ?Eee?? diyecekti. ?Eee?? derse bu iş tamamdı, o da beni istiyor anlamına gelecekti ve artık gerisi bana kalıyordu…Kızarak, ?Daha başka neler hayal ediyorsun?? dedi. Gözlerime bakamıyordu. ?Tamam, sana hayal ettiklerimin hepsini göstereceğim!? dedim. Artık beklediğim an gelmişti, istediğim gibi yiyebilecek, belki de sikebilecektim Hilali. Ama nerden başlayacağıma karar veremiyordum. Hemen göğüslerine atlasam korkabilirdi. Bütün cesaretimle, yüzüne hiç bakmadan, yavaşça eteğinin üzerinden baldırlarını okşamaya başladım. Öylece oturuyor ve bana boş boş bakıyor, hiç tepki vermiyordu. Dar eteğinin üstünden uzun bacaklarının üst kısımlarını biraz okşayıp yavaşça aşağı doğru kaymaya başladım. Eteğinin yukarı kaldırıp altına elimi soktum ve tam dizinin altını tuttum. Bir an irkildi. Sonra ilk kez dokunulduğuna emin olduğum, hayallerimde canlandırdığım bacaklarını okşamaya başladım. Nefesinin hızlandığını fark ettim. Eteğini yukarı doğru çektim ve o sütun gibi uzun hafif bronz pürüzsüz bacaklara doğru eğilip baldırlarını öpmeye başladım. Sonra da dizlerimin üstüne çöküp eteğini daha da yukarı kaldırdım ve küloduna kadar yukarı ittim ve resmen bacaklarının üstüne saldırdım. O kadar kuvvetlice emdim ki baldırlarının amına yakın iç kısımlarını, bir an Hilal yerinden zıpladı, nefes nefese kalmıştı.Hemencecik kalkıp, o etli dolgun dudaklarına yapışıp emmeye başladım. Bir yandan alt dudağını hafifçe ısırıp, diğer taraftanda dilimi o minik ağzından içeri sokarak diline değdirip onu azdırmaya çalışıyordum. Elimi de külodunun yukarısından içine sokup, o minicik kılsız amcığını okşayıp parmaklamaya çalışıyordum. Tekrar aşağıya indim. Amı mis gibi kokmaya başlamıştı ve çılgınlar gibi yalamak istiyordum amını. Bacaklarını açmak istedim, ama izin vermedi. Ben de sıkı sıkıya kapattığı bacaklarının tam üstüne gittim ellerimle baldırlarından tutup iki yana ayırdım. Herhalde biraz korkmuştu ki, sandalyede öylece oturuyordu. Dantelli külodunun yanlarından amına doğru dilimi uzatıyordum ve amına değemedikçe daha da çıldırıyordum. Dantelli külodunun üstünden o kadar çok dilledim ki o minicik amcığını, en sonunda bacakları gevşedi ve açıldı. Ben de başımı iki bacağının arasına soktum. Kalçalarına ellerimi arkadan yapışıtırıp doladım ki kaçmaya çalışmasın diye. O mis gibi kokan minicik siyah dantelli külodunu dişlerimle tutup yana çektim ve minicik kılsız amının üstünde yavaşça dilimi gezdirmeye başladım. Hafifçe dilimi kılsız daracık amında gezdiriyor, bazen klitorisini öpüyor, bazende amının dudaklarını ağzıma alıp emiyordum.Çok geçmeden derin bir, ?Ohhh!? çekti. İyice havasını bulmuştu, ?Yeter artık!? dedi. Ama ben oralı olmadım tabi, bacaklarını omuzumdan yukarı atıp külodunu iyice kenara çektim ve o bal gibi tatlı minik kılsız amını daha bir iştahla yalamaya başladım. Sandalyede duramaz olmuştu, nerdeyse boşalacaktı. Hemen ayağa kalktım, arzuyla gözlerimin içine bakıyordu ve nerdeyse bayılacak gibiydi. Kalınlaşmış yarrağımı çıkardım ve eline verdim. Sonra ağzına doğru götürdüm. Yüzüme baktı, ama ben çoktan ağzına sokmuştum yarrağımı. Yarrağımın başını biraz ısırınca, yrrağımı çekip, dişlerini sürtmemesini, emmesini söyledim. Sonra tekrar diliyle dudakları arasına sıkıştırdım ve ağzına gidip gelmeye başladım. Bir elini tutup taşaklarıma götürdüm, taşaklarımı avuçladı. Çok azmıştım, hemen iki elimle kafasının arkasından tutup iyice sikime doğru bastırdım. Nefes alamıyordu. Sonra yavaşça ellerimi gevşettim ve ağzını am siker gibi sikmeye başladım. Sonradan onun da hoşuna gitmişti, sikimi içine çekip emiyor, ağzının içindeyken sıkıca tutuyor, dudaklarını daraltıyor, diliyle ucunu yalayıp, kafasını ileri geri ittirip sikimi dibine kadar ağzının içine sokup beni çıldırtıyordu. Ağzından çıkarttığında tükürükler sikimin tepesinden gömleğinin göğüs kısmına damlıyor, gömleği ıslatıp o diri göğüslerin daha da çok belirginleşmesini sağlıyordu.Türbanının iki ucunu göğüslerinin üstünden yukarı çektim ki göğüslerini daha rahat görebileyim. Sikim ağzındayken gömleğinin düğmelerini açtım ve iri göğüslerini seyretmeye başladım. Sonra da damarlı ve koca yarrağımı o siyah dantelli sexy sütyeninin altından iki göğsünün ortasına sokup iri göğüslerini de yandan ellerimle sıkıştırıp, dolgun ve sert silikonlu gibi duran göğüslerinin arasına sikimi yavaşça gömdüm ve sürttürmeye başladım. Şimdi de göğüslerini sikiyordum. Hilalin iri, sıkıştırılmış ve sert göğüslerinin arasında sikimi git gel yaptırtmak müthiş bir duyguydu, tarif edilemeyecek kadar çok zevk alıyordum. Şimdi iki elimle de türbanını kafasının arkasından sıkıca tutarak başını sikime doğru bastırarak git gel yaptırıyordum. Adeta göğüslerinin arasından hem memelerini hem ağzını sikiyordum. Minik ağzına, o etli ve kalın dudaklarının arasına sikimin kafasını sokup sokup çıkartıyordum. O da yarrağımın zevkten mosmor olmuş kalın tepesini minik ağzının içine sokup emiyor, içine çekiyor sonra çıkartıp dilinin ucunu üstünde gezdiriyor dilinle damarları takip ediyor ve tükürükleyip tekrar o etli mosmor dudaklarının arasından minik ağzının içine sokup emiyordu.Hilal de müthiş azmıştı. Amının vıcık vıcık olduğunu hayal ediyordum. O sulu amcığa sokup sokup çıkarmak ne zevkli olurdu.
[ad_2]