Karım ve Genç Adam Uzun zamandır hayalini kurduğumuz yaz tatiline çıkmak nihayet kısmet olmuş ve karım Nuray’la hayallerimizdeki ”Ultra herşey dahil” konseptiyle müşterilerini ağırlayan tatil köyüne girişimizi yapmıştık. Odamıza yerleştikten sonra susuzluğumuzu gidermek için karımın önceliği olan soğuk biralarımıza kavuşmak üzere havuzbaşındaki bara adeta hücum ettik. İkinci biradan sonra sıcağın da bastırmasıyla havuza girmeyi teklif ettiğim, naif kişiliğiyle gönlümün sultanı olan Nuray reglisinin son günü olduğu için teklifimi kibarca reddettiğinde ısrar etmedim. Havuzun serin ve berrak suyunda tembel tembel etrafı izlerken arkamda birinin yanındakine hitaben ”Ufak tefek ama çok seksi hatunmuş, abi bana versinler sabaha kadar erkeğe doyururum” dediğini duyarak gayri ihtiyari bir bunu söyleyen yirmibeş otuz yaşlarındaki sakallı delikanlıya, bir de yanındaki tıfıl oğlana dikkatimi verip bahsettikleri hatunun kim olduğunu anlamak üzere baktıkları yöne kafamı çevirince içim şöyle bir hop etti. Sakallı delikanlının aç bakışlarının odaklandığı yerde turuncu bikinisinin üstüne giydiği beyaz renkli şeffaf pareosuyla tek başına barda oturan Nuray gerçekten de çok seksi görünüyordu. Karımın başka erkekler tarafından beğenilip arzu edilmesine alışkınım ancak ortalama kıskanç bir koca olarak o güne kadar tehlikeli olabilecek erkeklerin karıma fazla yaklaşmasına elimden geldiğince fırsat vermemeye çalışmıştım. Oğlan aç gözlerle izlemeye devam ettiği, kendi deyimiyle ”Orospu”ya yaşatabileceği şeylerin detaylarını açık seçik anlatmaya devam ederken arkalarındaki varlığımı henüz farketmeyen ikilinin yanından sessizce ayrılıp, yüzerek karşı tarafta havuzdan çıktım. Yanına vardığımda etraftakilere ”Orospu”nun sahipli olduğu mesajını vermek üzere karımın dudaklarına uzun bir öpücük kondururken göz ucuyla izlediğim sakallı gencin abaza bakışlarla süzdüğü kadının yanında sapı olduğunu anlayıp hayal kırıklığı içinde suratı düşerken, yanındaki tıfıl oğlan yüzüne yayılan sırıtmayla arkadaşının durumuyla dalga geçiyor gibi görünüyordu. Tatil köylerinde yapılan havuz yarışmalarını çok severim ve hemen bütün oyunlara katılmak tatilde yapmayı en çok sevdiğim aktivitelerdendir. İkinci günümüzde öğle yemeğinden önce de yine böyle bir oyunda takımlar halinde havuz voleybolu oynuyorduk. İlk geldiğimiz gün karımı nasıl düzmek istediğini ballandıra ballandıra anlatan, tesadüfen aynı takıma düştüğüm yirmialtı yaşındaki Mehmet ve yirmi yaşındaki kuzeni Yusuf’la oldukça çekişmeli geçen maçta uyumlu bir ekip oluşturup maçı kazanırken çok eğlendik. Kazandığımız şampiyonluğun ödülü olan özel bardaklarda soğutulmuş biralarımızı yudumlarken yaptığımız erkek erkeğe sohbet sırasında tatile iki sap olarak gelip burada becerebilecekleri güzel Rus hatunlar bulmayı umduklarını hevesle anlatan gençler gerçekte çok makara çocuklardı ve açıkçası beni de kendileri gibi genç hissettirdikleri için onlara kanım kaynamıştı. Akşamüstü odamıza dönüp bir saat kadar dinlendikten sonra akşam yemeği için indiğimiz restoranda karşılaştığımız gençleri masamıza davet ettim. Karımla tanıştırdıktan sonra kibarca yanımıza oturan Mehmet’in gözleri arada bir Nuray’a kayıyor karımı becerme hakkındaki hayallerini ifade edişine gizlice şahit olduğum delikanlının o anda nasıl hissettiğini çok merak ediyordum zira oğlan bana ”Abi” karıma da ”Yenge” diye hitap ederken kafası epeyce karışmış olmalıydı. Sonraki günlerde çocuklarla çok samimi olduk. Birlikte plaja gidiyor, yemek yiyor, saatlerce çıkmadığımız havuzda sohbet muhabbet birbirini kovalıyordu. Karım komik fıkralarıyla kendisini çok eğlendiren Mehmet’e yakınlık duymuş, aynı zamanda son derece terbiyeli ve aklı başında tavırlar sergileyen, şahsen tanışmadan önce hakkındaki ilk intibamın pek de iç açıcı olmadığı delikanlı benim de güvenimi kazanmıştı. Tatilimizin bitmesine üç gün kala işleri gereği acilen ayrılması gereken Yusuf İstanbul’a döndü. Kendi tatilinin bitmesine iki gün kalan Mehmet bizle birlikte takıldığından son günlerinde yanlız kalmayacağı için keyifliydi.
Nuray tatil boyunca öğleye doğru başladığı bira seanslarına gece uykuya yenik düşene kadar devam ediyor, ben de içtiği sayısız biralardan sonra kendinden geçen güzel karımı hemen her gece önlü arkalı düzme fırsatını kaçırmıyordum. Aslında o güne kadar arkadan ilişkiye hiç rıza göstermişliği yoktu ama son yıllarda kafayı iyice bulup sızdığında üstünden ordu geçse haberi olmayacak duruma geldiğinden onun alkol zaafının keyfini çıkarıp fantezilerimi özgürce gerçekleştiriyordum. Ertesi gün Mehmet’in tatil köyündeki son günüydü ve gece hep birlikte şehirdeki çılgın diskolardan birine gitmeye karar vermiştik. Karım son iki gündür, özellikle Yusuf ayrıldıktan sonra yanlız kalan Mehmet’e iyice alışmış, benim de arkadaşlıklarından rahatsızlık duymadığımın farkındalığıyla diğer erkeklere yaptığı gibi kasmıyor, delikanlının havuzda, denizde yaptığı şakalaşmalara neşeyle karşılık verirken, özellikle akşam üstleri iyice kafayı bulduğu anlarda genç erkeğin yanındaki varlığından çok keyif alıyordu ki bu durum başlarda Nuray’a karşı hayli çekingen olan delikanlının samimiyet dozunu arttırmaya teşvik eder bir ortam da yaratmış olabilirdi. Delikanlının henüz tanışmamışken karımın dişiliğine karşı olan ilgisini kazara kendi ağzından duymuş olan ben bile arkadaşça gelişen güven verici ortamdan rahatsızlık duymuyordum. Nuray çok iyi yüzme bilmez o sebepten havuzda eğlenirken suyun boyunu geçtiği yerlerde bana tutunur ya da su çok derinse kucağıma alırım. Nitekim aramızda gelişen güvenli samimiyetle birlikte bu görevi Mehmet’le paylaşır olmuştuk.
Akşam olmak üzereydi. İçtiğimiz içkilerle hepimiz oldukça çakır keyif durumdayken havuzbaşındaki kalabalık bardan çıkıp odalarımıza dönmeden önce bungalovların önündeki bizden başka kimsenin olmadığı diğer havuzda biraz daha eğlenmeye karar verdik. Birkaç kulaç attıktan sonra sudan çıkıp şezlonga uzanarak biramı yudumlarken yoğun geçen günün yorgunluğuyla içim geçip uyuyakalmışım. Mehmet’le karımın şamata yaptıkları havuza bir sessizlik çöktüğünü farkettiğimde gözlerimi aralayıp şöyle bir bakındım. Yattığım yere göre görüşümün biraz dışında, havuzun kenarına yakın bir noktada Nuray biraz aşırıya kaçtığını düşündürecek biçimde genç erkeğin beline sardığı bacaklarıyla kendini suyun üstünde tutmaya çalışıyor, Mehmet ise belinden tuttuğu karımı kendine doğru çekerek karşılık veriyordu. İki gündür gözetimim altında arkadaşça yakınlaşan çiftin daha ileri gitmelerine göz yumuyor olabileceğime dair bazı anlamlar çıkarmış olabilecekleri fikri aklımdan şöyle bir geçerken ne olur ne olmaz diyerek uyuyormuş pozunda, bir gözümü onları görebilecek kadar aralık bırakıp izlemeye devam ettim. Bir ara suya kaymak üzereyken teklifsizce kalçalarından yakalayıp bacaklarını tekrar beline sarmasına yardım eden erkeğe cilveli bir şekilde boynuna sarılarak karşılık veren karım diri memelerini erkeğin kaslı göğsüne yapıştırıp dudakları bir an için neredeyse öpüşecek kadar yakınlaştığında önümde sergilenen erotik görüntünün kasıklarımda yarattığı şehvet hissi ve ”ihanete mi uğruyorum?” sorusunun kafamda oluşmasıyla birlikte öylece kalakaldım.
Hayatından çok memnun gibi görünen Mehmet kucağındaki karımla birlikte suyun içinde ağır ağır dolaşmaya başladığında şöyle bir düşünüp Nuray’ın sabah onbir’den beri en az altı büyük bardak bira içtiğini hesapladım ki artık limitini doldurmak üzereydi ve elbette bu durum kontrolsüz davranışlarını açıklıyordu. Öte yandan kafayı iyice bulup zihnen ya da duygusal olarak dağılsa bile değecek bir şeyler varsa kesinlikle ayakta kalma yeteneğine sahip bir bünyesi vardı. Açıkçası genç erkeğin karımla fazlaca yakınlaşıyor oluşu duygularımda dengesiz bir ikilem yaratmıştı. Bir yandan kösnül anlamda heyecanlanırken, öte yandan kıskançlık duyguları içinde içim içimi yiyordu. Havuzun sığ yerlerine geldikten sonra cilveyle kucağından atlayan Nuray’ın arkasından yaklaşan genç erkeğin kaslı bedeni gördüğüm kadarıyla karımı bir hayli etkilemişti. Karım önde Mehmet peşinde yavaş yavaş ilerlerlerken Nuray arkasından sarılma teşebbüsünde bulunan erkeğin çabasını nazlı bir itirazla karşılıyor ama iyice yaklaştığında kalçalarına dayanan erkeğin şortunun önündeki şişkinlikten kurtulmak için hiçbir şey yapmıyordu. Suyun belinin hizasına kadar alçaldığı yere kadar gelip önlerinde gidecek yer kalmayınca teslim olmuşçasına kendini genç adama yaslayan karım başını geriye atıp arkasındaki erkeğe yaslandığında aradığı fırsatı bulmuş olduğu anlaşılan Mehmet hiç vakit kaybetmeden arkasından sarılıp dudaklarını dudaklarına yapıştırarak büyük bir cesaretle öpmeye başlarken, alttan yukarı doğru bastıra bastıra kalçalarına sürtünmesine yuvarlak poposunu geriye çıkartarak karşılık veren karımın beklemedik tepkileri yaşadığım dilemmayı daha da arttırmıştı. Şahit olduğum şok edici görüntülerden duyduğum heyecanla elim ayağım boşalıp elimde tuttuğumu unuttuğum bira bardağı büyük bir gürültüyle taş zemine düşerek parçalandığında çıkan ani gürültüyle birlikte bedenleri birbirine yapışmış durumdaki çift derhal birbirlerinden uzaklaşırken bir yanımın daha fazlasını görmeyi umduğu nefes kesici gösteri de sona ermiş oldu
Az sonra havuzdan çıkıp ne olduğunu sorgulayan bir yüz ifadesiyle yanıma gelen Nuray’a sızıp kaldığım yerde bardağın elimden düşüp kırıldığını izah ettiğimde az ötemizde sudan çıkan Mehmet şortunun önünde oluşan devasa çadırı şezlongun üzerinden aldığı tişörtüyle gizlerken ”E hadi ama daha yemek yiyip diskoya gideceğiz!” dediğinde ” A evet zaten tatilde son günlerimiz, bu gece dağıtacağız başka yolu yok” diye şımarık bir ifadeyle destek çıkan Nuray’ın elindeki havluyla iç gıcıklayıcı bedenini kurulamasını izlerken nereye kadar dağıtacağımızın tamamen benim ellerimde olduğunu biliyordum ama galiba ben de artık niyeti bozmak üzereydim. Gece yarısına doğru gittiğimiz disko çok kalabalıktı. Saat ikiye doğru Nuray gündüz içtikleri hariç daha şimdiden dört büyük birayı yuvarlamış, Mehmet’le dans pistinden inmiyorlar, arada yanlızca biraz daha bira içmek ya da tuvalete gitmek için ara veriyorlardı. Bu arada ben de Nuray’ın aksine dans etmeyi sevmediğimden masamızda oturmuş, çılgınlar gibi dağıtan kalabalığı izleyerek eğleniyor, içtiğim cin toniklerle kafayı bulmuş bir halde artık niyeti iyice bozmuş, normal şartlarda başka bir erkeğe kolay kolay vermeyeceğini çok iyi bildiğim karımın yakınlık duyduğu bu hevesli genç aygır tarafından düzüldüğünün hayali içinde taş gibi olan kamışımı sıvazlıyordum.
Programın sonuna doğru DJ slow çalmaya başladığında kalabalık pist içinde zar zor seçebildiğim Nuray, tutkulu öpüşmelerine ara verdikleri anlarda erkek kulağına birşeyler anlatırken yüzündeki tebessümden duyduğu şeyler hoşuna gidiyor gibi görünüyordu. Dans pistinden dönerken yolda oğlanın pantolonunun önündeki şişkinliği arsızca avuçlayan karımla genç kavalyesinin yüzlerindeki tatmin olmaya odaklanmış şehvetin yarattığı gerginliği görmemek için kör olmak gerekirdi. Yıllardır dişiliğini çok iyi tanıdığım kadınımın o anda başetmesi zor bir şehvet krizinde olduğunu baygın bakan gözleri ve dolgun dudak kenarlarının arzuyla kıvrılıp titremesinden de açıkça anlayabiliyordum. Mehmet tuvalete gitmek için ayrıldığı sırada kimsenin bir diğerine dikkat etmediği yoğun kalabalığın ortasında kucağıma oturttuğum kızışmış dişiyi az önce başka bir erkeğin somurduğu hafçe morarmış dolgun dudaklarından hırsla öpmeye başladım. İstekle ve etrafımızdaki kalabalığı umursamazca karşılık verirken gerçekte son derece utangaç olan karımın o anda her türlü yola gelebilecek kıvamda olduğu sezgisiyle eteğinin altına uzanarak küçük külodunu bir hamlede aşağı indirip ayaklarından çektim aldım. Hem şehvet sarhoşluğu içinde hem de kafası bir dünya vaziyette olan Nuray yaptığıma hiç itiraz etmemiş, müziğin ritmine uygun olarak kucağımda salınmaya devam ediyordu. Uzaktan Mehmet’in döndüğünü görünce kadınımın kaygan bir ıslaklık içindeki tüysüz şeftalisini parmaklamayı bırakarak elinden tutup tekrar dans pistine sürükleyen genç aşığına teslim ettim.
Müzik kesilip insanlar yavaş yavaş dağılmaya başladığında saat gecenin üçüne geliyordu. Bindiğimiz takside sanki çift olanlar ikisiymiş gibi ön koltuğa şoförün yanına ben oturdum. Bir ara göz ucuyla arkaya baktığımda Mehmet elini eteğinin altına sokmuş usul usul çıplak kadınlığını okşarken, iki yana açtığı bacaklarıyla koltuğa yayılmış haldeki karım gözleri kapalı, başını geriye atmış, erkeğin elini boşalma ihtiyacı içindeki kadınlığına bastırıyordu. Gece üç buçuk gibi döndüğümüz tatil köyü büyük bir sessizlik içindeydi. Odalarımızın bulunduğu bungalovların önüne geldiğimizde Nuray şımarık bir ifadeyle ”Hadi havuza girelim” dediğinde ”Önce odadan mayolarımızı almamız lazım” diye cevap verdim. Bunun üzerine Mehmet’in şakacı bir ifadeyle ”Niye çıplak girmiyoruz ki?” lafını doğrusu o anda çok ciddiye almamıştım ama çıplaklığı söz konusu olduğunda çok utangaç olduğunu bildiğim (Bunca yıldır evli olmamıza rağmen hala aydınlık odada sevişmek karım için tam bir tabudur) Nuray beni şaşırtarak ”A evet evet çıplak girelim!” diye coşku içinde tezahürat yapınca ağzım açık kaldı. Öyle bir aykırılığın yaşanabilme olasılığı içimdeki ahlaksız duyguları şiddetle tahrik ederken bunu nasıl yapabileceğimizi düşünmeye başlamıştım bile. Havuzun içindeki ve çevresindeki ortamı kabak gibi gösteren aydınlatmalar olmasa karanlığın içinde çıplaklığımızı kimse görmez diye düşünerek havuzun arkasındaki barın içine şöyle bir göz attım. Evet o bölümün bütün aydınlatma düğmeleri arkadaydı. Az sonra bütün bahçe ve havuz ışıklarını söndürdüğümde Mehmet soyunmaya başlamıştı bile. Delikanlı iç çamaşırını çıkarıp suya atlarken önünde sallanan takımları karanlığın elverdiği zayıf görüşe rağmen bir hayli zengin görünüyordu. Nuray yine beni oldukça şaşırtarak sütyenini çıkarıp diri göğüslerini havuzun içinde hayranlıkla kendisini izleyen delikanlıya bir süre gururla sergiledikten sonra eteğiyle suya atlayınca Mehmet’ten oyunbozanlık yaptığına dair bir protesto sesi yükseldi ama yanına gelen karımı da elinden tutup derin sulara çekmekten geri kalmadı. Onları bahşettiğim yasak mahremiyetleri içinde başbaşa bırakma niyetiyle ”Ben biraz kestiricem” diye seslenip kenardaki şezlonga uzandım. Aradan beş-on dakika geçmişti ki ortamda oluşan sessizliğin kulağıma fısıldadığı günahkar eylemlere şahit olma heyecanı içinde ayaklandım. Karanlıkta suyun içindekileri görmek zordu ama mırıltılarından bulundukları yerin havuzun zeminine kadar inen dar mermer merdivenler civarında olduğu anlaşılıyordu. Birkaç dakika sonra sesler tamamen kesildiğinde yanlızca heyecanla atan kalbimin gümbürtüsünü duyuyor hale geldim. Uzaktan onları görmüyordum ama ihtimalen onlar da beni görmüyordu. Şezlongların arkasındaki çimenlerin etrafından yürüyerek havuzun karşı tarafındaki merdivenlere sessizce yaklaştım. İkilinin suyun alçaldığı ikinci merdiven seviyesinde yüz yüze, kucak kucağa suyun içinde olduklarını ayırd ettiğimde ses çıkarmadan birkaç metre ötelerinde durdum. Gözlerim karanlığa iyice alıştığında suyun içindeki çiftin hareketlerindeki ayrıntıları izlerken duyduğum derin heyecanla nefesim hızlanmaya başladı. Narin boynunu diliyle yalayıp, ağız dolusu emerek zevk içinde kıvrandıran Mehmet merdivene sırtını vermiş olarak suyun içinde oturan karımın iki yana açtığı bacakları arasında mütemadiyen kendini öne bastırıyor her bastırmasında karımın ağzından uzun bir oh sesi çıkıyordu.
Heyecanım son haddine ulaşmış halde nefes alışverişimi kontrol etmeye çalışırken başkalarının da yaşananları görebileceği endişesi içinde bulunduğumuz güvenli olmayan ortamda daha fazla devam etmenin doğru olmayacağını kavrayarak yavaşça yanlarına yaklaştım.Trans halinde sevişen çifti ürkütmemeye çalışarak fısıltı halinde yumuşak bir sesle ”İsterseniz artık odaya gidelim!” dediğimde ikisi de taş kesilmiş gibi duraksadıktan sonra ilk toparlanan Mehmet oldu. Karımın bacakları arasından derhal uzaklaşan, dikkatle bakmama rağmen karanlıkta ayrıntılarını göremediğim ereksiyonunu gizlemek üzere girdiği suda yüzüme endişeyle bakan oğlana herşeyin yolunda olduğunu belirten bir başparmak işareti yaptım. Ayağa kalkması için ellerinden tuttuğum neredeyse kendinden geçmek üzere olan karım sudan çıkarken ince eteğinin çıplak kalçalarına yapışmış hali çok azdırıcı olmalıydı ki Mehmet bungalovların birinde yanan tuvalet lambasının yarattığı loş ışıkta önümüzde sergilenen nefes kesici güzellikten gözlerini alamıyordu. İki eliyle önünü kapatıp sudan çıkarken az önce aşırı mahrem şeyler yaşadığı kadının kocasıyla gözgöze gelmekten kaçınıyormuş gibi görünen genç adamın kendi odasına doğru yöneldiğini görünce ”Gel oğlum” dedim ” Sabah birlikte uyanıp kahvaltı ederiz bizim süitte yatacak yer çok!” Mehmet duş alırken anadan doğma soyduğum karım kafası bi dünya halde çıplaklığına aldırmadan yatağa uzanıp ben üstünü pikeyle örterken banyodan çıkan Mehmet’e işaret edip ”Hadi sen de yengenin yanına uzan ben kanepede daha rahat ediyorum” dedim. Kendisi de bizim gibi iyice kafayı bulmuş olan Mehmet herhangi bir yorum yapmanın artık tamamen gereksiz olacağını anlamış gibi banyodan gelen ışığın loşluğunda sessizce soyunup yatakta çırılçıplak yatan karımın koynuna girerken birbirimize iyi geceler diledik.
Aradan bir-iki dakika geçmemişti ki önce tutkulu öpüşme sesleri, ardından yatakta hareketlenmeler başladığını duydum. Uzandığım kanepe süitin en dip tarafında olduğu için karanlıkta kalıyor, ben yattıkları yatağı banyodan gelen loş ışıkla neredeyse ayan beyan görürken, benim kanepenin bulunduğu yer gözlerden gizlenmiş durumda olanları alenen izlememe olanak sağlıyordu. Mehmet’in karımın diri memelerini ağzına alıp emmesini, bacaklarının arasına girip kadınlığının pürüzsüz dolgun dudaklarıyla klitorisini yalamasını ve sanırım o durumda en az bir defa boşaltmasını hem şehvet hem de kıskançlık duyguları içinde izledim. Yıllardır alıştığımız rutin sevişmelerin alışkanlıkla işinin bittiğini düşündüğüm karımdan sonra erkek kendisi de boşalıp herşey bitecek diye beklerken meğer olay daha yeni başlıyormuş. Dizlerinin üstünde karımın ağzına doğru uzattığı fallusunu gördüğümde şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım. Oğlanın erkeklik organı yeminle karımın kolunun dirsek boyu kadar vardı. İri başını ağzına sığdırmakta zorlanan Nuray hiç alışık olmadığım bir ataklıkla erkeğin iri koçlarını iştahla yalayıp emiyor, dilini boydan boya gezdirdiği damarları patlayacakmış gibi şişen allameyi neredeyse aşkla öpüp okşuyordu. Karımın büyük erkeklik organlarına herhangi bir ilgi gösterdiğini hiç bilmezdim ya da böyle bir ilgisi olduğunu bugüne kadar benden saklamış olmalıydı. Minik ellerinin arasında damarları patlayacakmış gibi şişen dev kamış elli kiloluk sıfır beden karımın ellerini çocuk eliymiş gibi gösterirken merak ettiğim şey benim ortalama büyüklükteki aletimi almakta her zaman büyük sıkıntı yaşayan ufak tefek karım bu canavarı nasıl içine alabiliyordu ki az önce suyun içinde genç erkeğin sopasını karımın aşk tüneline sokup çıkardığına şahit olmuştum ya da en azından karanlık ortamda hareketleri öyle görünüyordu. Boğazının derinliklerine sokup çıkararak erkeği zevkle inleten karım kamışını dev bir emzik gibi emdiği erkeği belki de içine girmeden ağzında boşaltabileceğini düşünüyor olabilirdi ama aradan neredeyse onbeş dakika geçmesine rağmen Mehmet’in güçlü kamışı gerginliğini hiç kaybetmemiş, ağzından bir an için kurtulduğunda yay gibi fırlayıp Nuray’ın yüzüne çarpıyordu. Mehmet yüzündeki zafer ifadesiyle arada bir benim yattığım kanepeye doğru ”İşte adamın karısını böyle çatır çatır düzerler!” der gibi bakarken karanlıkta kendilerini dikkatle izlediğimden haberi yoktu elbette. Extasy! Bu kelimeyi şimdi daha çok seviyorum. Vecd halinde olma, kendinden geçme, yoğun zevk alma anlamlarına gelen kelime günümüzde gece kulüplerindeki kullanımı çok yaygın, tam da kelime anlamının ifade ettiği şeyleri sağlayan yasadışı bir haptır. Kullanan kadınların ilacın alınmasından sonraki dört beş saat boyunca cinsel dürtüleri güçlü bir şekilde harekete geçerken aşırı mutluluk ve kendine aşırı güven duyma hali önüne çıkan her erkeğe kocası ya da sevgilisiymiş gibi yakınlık göstermesini sağlar. O geceye kadar bilgi olarak hap hakkında bütün bunları yanlızca duymuştum ama şimdi tam da içinde yaşıyordum. İlkini akşamüstü havuzda aralarında yaşananlara gizlice şahit olduktan sonra ne olacaksa olsun kafasıyla diskoya gitmeden önce içirdiğim Nuray ilacın tam özelliklerini bilmiyor, yanlızca kafasının biraz daha güzel olacağını sanıyordu. Karımla özel bir gece yaşarız, belki hiç yanaşmadığı anal seks olayını gerçekleştiririz fikriyle hapları uzun zamandır edinmeyi planlıyordum ve tatile gelmeden önce de tanıdığım torbacı çocuklardan beş tane alıp yanımda getirmiştim. En başından beri karımın dişiliği hakkındaki gerçek fikirlerini önceden bildiğim Mehmet’in özellikle Nuray kafayı iyice bulduğu akşam üstleri etraflarında olmadığımı sandığı anlarda karıma sürtünerek orasına burasına dokunma çabaları içinde olduğunu farkettiğimde ”Acaba bu genç aygır karımı gerçekten altına alsa nasıl hissederdim?” ya da ”Acaba göz yumsam karım kendini bu oğlana düzdürür mü?” gibi kendi kendime yönelttiğim ahlaksızca sorular yabancısı olduğum farklı bir heyecan hissetmeme yol açmıştı. Görünüşe göre kanındaki alkol miktarının artmasıyla savunması zayıflayarak istismar edilmeye iyice müsait duruma gelmiş olan karım da davranışlarını ve arzularını serbest bırakmış, bu da şansını zorlamaya devam eden genç erkeğe istediğine ulaşması için fırsatlar vererek ilişkileri şu anda yaşadığımız duruma evrilmişti. Artık dürüstçe itiraf edebilirim ki genç erkeğin hakkındaki cinsel fantezilerini kazara duyduğumdan beri hafta boyunca hemen her gece düzdüğüm karımın bir kaltak gibi önünde domaldığı Mehmet tarafından beceriliyor olduğunu hayal ederek defalarca boşalmıştım ki karımın başka erkekler tarafından düzüldüğünü düşlemek uzun zamandır sanal anlamda hayalini kurduğum bir fanteziydi ve bu hayalimi karımla sevişirken bir kaç kere paylaşmıştım ama yanlızca fantezi olarak daha fazlası değil. İkimiz de bu aykırı hayalimin gerçeğe dönüşmesi gibi tehlikeli oyunlara girmeyi o güne kadar asla düşünmemiştik.Diskoda ilerleyen saatlerde ikinci Extasy’yi içirdiğim karımın bol sıvı aldığından emin olmak için bira bardağını hiç boş bırakmadım zira bu meretin kötü yanı vücut ısısını aşırı yükseltip su dengesini bozmasıymış. İlacı bana getiren torbacı çocuk özellikle bu konuda beni uyarmıştı. Zaten o yüzden yani biraz da ısınan bedeni serinlesin diye diskodan döndüğümüzde havuza girme teklifini kabul etmiştim. Mehmet karımı bacaklarından çekip yatağın kenarına getirdiğinde nihayet gerçek bi düzüşme izleyeceğimin farkındalığıyla yutkunurken, genç adam yataktan inip ayağa kalkarak ayak bileklerinden tuttuğu birleşmeye hazır kısrağın şehvetle ıslanan aşk tünelinin girişine yerleştirdiği kalın tokmağını yavaş yavaş dar deliğin içine bastırırken henüz yarısını sokmuştu ki daha fazla ileri gidemeyeceğini kavrayıp altında zevkle inlemeye başlayan dişinin mabedine tempolu bir hızla girip çıkmaya başladı
Daha yakından görmek için parmaklarımın ucunda karanlığın hakim olduğu en yakın noktaya kadar gelip duvar dibinden kendilerinden geçmişçesine sevişen çifti izlemeye devam ettim. Erkeğin bilek kalınlığındaki organı dar yarığa girip dibe ulaştığında ileri geri sallanan taşakları karımın arka deliğine çarpıyor, iştahla emip küçük ısırıklar attığı diri memelerinin pembe uçları kırmızı dutlar gibi kızarıyordu. Bir anda hiç beklemediğim bir şey oldu ve karım Nuray hayatında ilk kez erkeklik organı içindeyken klitorisi yalanmadan orgazm olmaya başladı. O’nun tatmin olma anında çıkardığı o çok iyi bildiğim inleme sesi odayı doldurup Mehmet’in hareketleri hızlanırken neredeyse aynı anlarda ikisi de zevkin zirvelerine çıktılar. Birbirlerine sımsıkı kenetlenmiş halde inleyerek boşalmaları çok uzun sürdü. Nefesini toplayıp biraz kendine gelen karım Mehmet’in usulca içinden çıkardığı sertliğinden hiçbirşey kaybetmeden havayı dövmeye devam eden dev kamışının hizasında dizlerinin üstüne çöküp ortak sıvılarının ıslaklığıyla pırıl pırıl parlayan kallavi organı iştahla emmeye başladığında gerçekten bir hayli mutlu görünüyordu. Bir süre yatakta birbirlerinin çıplak bedenlerini okşadıktan sonra balkona çıkarak sessizlik içinde birer sigara içip tekrar odaya döndüler. Makyaj masasının pufuna oturan Nuray şuh bakışlarını yatağa uzanan çıplak erkekten ayırmadan çekmeceden çıkardığı siyah jarse çorapları yavaş hareketlerle bacaklarına geçirdiğinde aklıma Mehmet’in havuz başında yaptığımız cinsel içerikli sohbetlerde siyah çorap giyen kadınlardan çok tahrik olduğunu itiraf etmiş olduğu geldi ve görünüşe göre bu fantezisini karımla da paylaşmıştı. Şehvetli bakışlarını güzelliğini hayranlıkla izleyen genç erkeğin gözlerinden ayırmadan yatağa çıkarak zarif hareketlerle erkeğin üstüne ata biner gibi oturarak, gövdesinden kavradığı devasa kamışı içine yerleştirmesini izlemek beni o kadar azdırdı ki usulca şortumu ayağımdan çıkarıp atarak önümde kazık gibi olan aletimi sıvazlamaktan kendimi alamadım. Karım kertikli başı dar yarığına zorlukla giren yaklaşık yirmibeş otuz santim uzunluğundaki kalın erkeklik organının üstünde inip kalkmaya başladığında arka deliğinden girip duble yapmayı çok isterdim ama ortamın büyüsünü bozmamak adına bu düşüncemi yanlızca hayalimde canlandırmakla yetindim. Üstünde yavaşça yükseldiği kalın fallusun üstünd o güne kadar kendisinden görmediğim bir ustalıkla inip kalkan karım erkeğin dudaklarına uzanıp iştahla öpüyor, birer dut iriliğine ulaşan meme uçlarını sırayla delikanlının dudaklarına uzatırken aldığı zevkle hafif çığlıklar atıyordu.
Alkol ve ekstazinin birlikte yarattığı sonuçla az ötede güya uyuyan kocasının önünde başka bir erkekle düzüşüyor olmak umurunda bile olmadan tutkulu bir şehvetle erkeğin üzerinde inip kalmaya devam eden Nuray genç aşığının boynunu iştahla emip çürükler içinde bıraktığı sırada hareketleri hızlanarak diğer odalardan duyulmasından endişe ettiğim çığlıklarla tekrar boşalmaya başladı. Uzun süren bu son orgazmından sonra hassaslaşan bedenine uzanıp okşamak isteyen Mehmet’in tenine dokunmasına bir süre izin vermeyen Nuray nefesi düzelip sakinleştikten sonra domalmasını işaret eden Mehmet’in önünde istekle eğilip dar ama yuvarlak kalçalarını genç erkeğin doymak bilmeyen arzularına teslim etti. Yay gibi gerilen devasa boyutlardaki erkeklik organının kadınlığına zorlukla girişini izlerken sıvazladığım kamışım neredeyse patlamak üzereydi. Önünde şahane bir duruşla domalan karımın arzuyla aralanan yarığının içine yavaş yavaş girip çıkan erkek doğrusu genç yaşından hiç beklenmeyecek bir ustalık sergiliyordu.
İtiraf edeyim bunca yıllık evliliğimizde karımı arka arkaya çok tatmin etmişliğim vardır yani o departmanda sıradışı olduğumu rahatlıkla söyleyebilirim ancak bu genç aygırda çok daha başka birşeyler vardı ki en azından aletinin boyutları onu çok ön plana çıkarıyordu. Güçlü pençeleriyle kalçalarını kavrayarak önünde eğilip bükülen dişinin yarığını yükselen bir hızla pompalamaya devam eden Mehmet derin bir oh çektikten sonra karımın dar dehlizinde sıkışan dev organını çıkartıp döllerini kalçalarına ve sırtına fışkırtmaya başladığında Nuray yüzünde beliren tatlı bir yorgunluk ifadesiyle arkasındaki erkeğin rahatlamasını bekliyordu.
Tükenmişlik ve doyuma ulaşmışlıkla yatağa serildikten sonra kendinden geçip derin bir uykuya dalan karımın üstüne uzanarak aletini tekrar gömdüğü aşk deliğinden çıkarmadan beş on dakika kadar uyuklayan Mehmet nihayetinde kalkıp giyinerek son bir kez Nuray’ı çıplak kalçalarından öptükten sonra odadan çıkıp gitti. Saatlerdir şahit olduğum azdırıcı erotizmle önümde yay gibi gerilip hayalarımı ağrıtmaya başlayan kamışımı artık karımın dar deliklerine sokma zamanım gelmişti. Yatağa fetüs pozisyonunda kıvrılmış halde kendinden geçen karımın arkasına uzanıp içinden akan sıvılarla arka deliğini iyice ıslattıktan sonra önce orta parmağım, ardından iki, daha sonra da üç parmağımı sokup alıştırarak iyice hazır hale getirip iri kafası dar bilezikten zorlanarak geçen aletimi karımın asla izin vermediği yasak deliğine sokup çıkarmaya başladım.
Saatlerdir genç bir aygır tarafından becerilen kadınımın aşk deliğine girme arzusuyla mutlu bir melek gibi uyumakta olan Nuray’ı sırtüstü çevirip, Mehmet’in içine bolca boşalttığı döllerle sırılsıklam olan kadınlığına girerek, içinde bir kaç defa gidip geldikten sonra saatlerdir yaşadığım inanılmaz dolulukla patlama noktasına gelen döllerimi serbest bırakıp, dışarı çıkardığım kamışımı doğrultarak uykusunda aldığı zevkle inleyen karımın üstüne boşaltıp rahatladım.. Ertesi gün uyandığımızda öğleden sonra dörde doğru karım benden önce kalkıp duşunu almış, bikinisinin üstüne giydiği palerosuyla balkonda yayıldığı koltukta dalgın bir halde sigara içiyordu. Günlerdir kadınıma içkili olduğu zayıf anlarında art niyetli bir erkeğin yaklaşmasına ve içmeye teşvik ettiğim Extasy ile birlikte ırzına geçmesine göz yummuş olmanın suçluluk duyguları içinde tamamen özgür iradesiyle gerçekleşmeyen aykırılıkların hesabını iffetini korumakla yükümlü olmam nedeniyle soracağı endişesi içinde tedirgin bir halde yanına gidip dudaklarından öptüm. Dolgun dudaklarını uzatarak içten bir şekilde karşılık veren karım gözlerimin içine sorgu dolu bir ifadeyle bakarak çocuksu bir sesle ikimizi kastedip ” Gece biz şey yaptık değil mi? Diye sorunca yaşadıkları hakkında hiçbirşey hatırlamadığını anlamak içimi rahatlattı. Odamızdan çıkıp hem birşeyler yemek hem de bira keyfimize devam etmek için rengarenk çiçeklerle dolu bahçeden geçerken aniden hatırlamış gibi ”Tüh yaa! Mehmet çoktan gitmiştir, veda bile edemedik çocuğa!” diyen karıma içimden ”Ettiniz karıcığım, hem de öyle bir ettiniz ki eminim oğlan ömrü boyunca yaşadığı en şahane veda olarak anılar kitabının en ön sayfalarında saklayacaktır” diye düşünmeme rağmen ”Yaa! Hakikaten Ayıp oldu çocuğa” gibi birşeyler geveledim.
Tatilimiz bitip İstanbul’a dönmek üzere uçağa bindiğimizde pencere kenarına oturan Nuray’ın uzaklara dalan bakışları sanki birşeyleri anımsıyormuş gibi fettan bir tebessümle aydınlanırken bazı şeyleri hatırlayıp hatırlamadığından çok da emin değildim açıkçası ama kazasız belasız inanılmaz şeyler yaşamış olmanın rahatlığı içinde ince belli, dolgun memeli ve yuvarlak biçimli kalçalarıyla soğuk biramı getiren hostes kızın elinden teşekkür ederek aldığım biramı arkama yaslanıp keyifle yudumlarken uzanıp güzel karımın zarif ellerini avuçlarıma aldım.